KÜLLİYAT-I VUSTA
75
* Kadı Beydavî, Hatibi Şerbini, Ebu’s-Su’ud bu ayetin tefsirinde şöy-
le derler: Ejderha bin sene yaşayabilir. Bin seneyi ikmal edince gözlerinde
körlük meydana gelir. Fakat gözlerinin ilacı bahçelerde bulunan “Raz da-
ne” denilen otu gözlerine sürmektir. Kör olunca sahrayı terk eder. Gün-
lerce yolculuk eder. İçinde “Raz dane” bitkisi bulunan bahçeyi arar, bulur.
“Raz dane”yi gözüne sürdükten sonra gözleri açılır.
Ejderhaya “Raz dane” kör göze ilaç olduğunu “Raz dane” ancak bah-
çelerde bulunduğunu, kör gözüyle sahranın geçilmesine gücün oluşumunu
ve “Raz dane” içinde bulunan bahçeye doğru şaşmadan yürüttüğünü ka-
dir, kayyum Allah’tan başka kim yapabilir, ne yapabilir?
Hülasa; yerden göğe kadar ne varsa bu ayetlerin tefsiridir,
açıklamasıdır. Çünkü akıl yaratmalarını, hikmetlerini, uyumlu ve düzenli
bir biçimde yaşamalarını düşünürse kesinkes “Ya Rab! Kâinatı bu esra-
rengiz hikmete mebni biçimi ile yaratan ancak sensin” demeye zorunlu
kalır.
“
ﻪﱡﻠﹸﻛ ﻙﺭﺪﻳ ﹶﻻ ﺎﻣ
ﻪﱡﻠﹸﻛ ﻙﺮﺘﻳ ﹶﻻ
Bir şeyin tümüne ulaşılmazsa, tümü terk edil-
mez” vecizesine dayanarak birkaç misal getirdik. Yoksa güneşin doğ-
masıyla, ışığın ortaya çıkışında hiç kimse şüphe edemediği gibi,
varlıkların var olmasıyla Yüce Allah’ın varlığında basiretli olan insan da
şüphe edemez.
“OTLAĞIN BİTKİSİNİ ÇIKARTIP HEMEN ONU SİYAH, KURU
KIRINTI KILAN” çok acayiptir ki, toprağın çıkardığı, arıda baldır, inekte
et ve süttür, koyun ve keçide yün ve kıldır, ağaçta meyvedir, yumuşak
toprakta mantardır, soğuk kesimlerde çiriştir, soğuk ve sert dağlık arazide
ışkındır, tarlada hayat kaynağı hububattır, bostanlarda sebzedir, bağlarda
üzümdür, bahçelerde güldür, göllerde kamıştır, ormanda odundur, keres-
tedir, şurada şifalı, burada zehirli ottur. Yer bitkisini bu hâle getiren, çeşit-
li renklere, biçimlere, tatlara, yararlara ayıran kadir, kayyum Allah’tan
başka kim olabilir, ne olabilir? Ki, hepsi aynı topraktan aynı sıvıyı, aynı
suyu emerler ve aynı havadan aynı oksijeni alırlar.