Page 35 - Vusta

Basic HTML Version

34
HÜSNÜ GEÇER
ni bu kabilden kabul etmelisin veyahut uygun bir yorumla yorumlaya-
caksın.
Ermişlere zehirli ibreyi uzatırsan panzehirleri zehrini etkisiz hâle ge-
tirir. Sadece sana hasattan doğan elemin ve can sıkıntın kalır. O zaman
ermişler değil, zararlı sen çıkacaksın. Dünyanda olmazsa bile dininde bü-
yük tahribat meydana gelir. En büyük zarar da din duvarında olan çatlak,
ahlak çiçeklerine vuran tırtıl ve inanç hazinesine giren zaaftır.
Mansur-ı Hallac “Ene’l-hak (sadece ben hakkım)” deyince fena ma-
kamında idi. Kendisini değil sadece Yüce Allah’ın ululuğunu, büyüklü-
ğünü, kibriyasını ve izzetini görüyordu.
“Ene’l-hak” cümlesi fenadan, tevazudan doğduğu için, Mansur mu-
habbet ile kıyamete kadar müminlerin gönüllerinde yaşayacak.
Fir’avn “
ﲑﻏ ﻪﻟﺍ ﻦﻣ ﻢﻜﻟ ﻞﻫﻭ
Benden başka size hiçbir ilah var mıdır?” deyince
benlik batağında idi. Yüce Allah’ı değil, ancak egemenliğini, debdebeli
varlığını maddi ve manevi gücünü düşünürdü. Kulluk sınırını aşarak,
ulûhiyet davasında bulunuyordu.
ﲑﻏ ﻪﻟﺍ ﻦﻣ ﻢﻜﻟ ﻞﻫﻭ
Benden başka hiçbir ilah var mıdır?” benlikten, ego-
izmden doğduğu için, Firavun kıyamete kadar nefretle yaşar; anılınca tik-
sinmekle anılır.
ﺭﺯﻭ ﻻ ﻚﻠﻌﻓﻭ ﻞﻬﺟ ﻻ ﻚﻤﻠﻌﻓ ﺎﺸﺗ ﺎﻣ ﻦﻛ ﷲﺍ ﰲ ﺎﻨﻔﻟﺍ ﺪﻌﺑﻭ
Allah muhabbetinde fani olduktan sonra dilediğin gibi ol. Zira bildi-
ğin cehil değildir. Yaptığın da günah değildir. Çünkü fena makamında
olanı Yüce Allah koruma altına almıştır. Yüce Allah’ın korumasına giren
din ve dünyada huzursuz olunur mu?
İki peygamber arasında yaşayan fetret ehli ki, birinci peygamberin
şeriatı unutulmuş ikinci peygamber de gelmemiş. Dağlar ucunda, dereler
enginliğinde, uzak adalarda –mesela– yaşayan, gerekli olan din eğitimini
göremeyen de bilmeden taşıdığı inançtan, yaptığı işten ve söylediği söz-
den sorumlu değildir. Zira “
ﺎﻬﻌﺳﻭ ﱠﻻﹺﺇ ﺎﺴﹾﻔﻧ ﻪﱠﻠﻟﺍ ﻒّﻠﹶﻜﻳ ﹶﻻ
Allah (c.c.) ancak kulun
yapabileceğinin kapsamında olanı ona teklif eder.”
15
15 Bakara, 286.