274
HÜSNÜ GEÇER
gitti. İçi iman ve irfanla, dışı ağırlık, vakar ve kemal ile bezendi. Sade
hayır kesilerek kendisine de, içinde bulunduğu insan camiasına da her ta-
rafa nur saçan meşale, huzur veren ve şükrana şayeste bir insan-ı kâmil ve
örnek bir âlim-i amil oldu.
Bacı kardeş! Nefse değil akla, mideye değil beyne, şebaha (cisme)
değil ruha, ziyadesiyle dikkat edin. Zira içi kirli bardağın dış temizliğinde,
beyni bozuk bedenin dış düzeninde, içi kurtlu karpuzun kabuk par-
laklığında ne fayda, ne yarar olabilir? Böyle bir karpuz ancak hayvanların
yemidir. Beyni bozuk kafa sadece şeytani düşüncelerin küflü mağarasıdır.
İnsanı, maddi ve manevi hastalıklara iten korkunç mikropların çukurudur.
Böyle kimselerle dostluk kurmak bir yana, yanaşıp konuşmaları bile insa-
na şer lavlarını, fesat kıvılcımlarını atar.
Akrepten yarar, kurttan koruma, ayıdan güzel koku ve tilkiden tavuk
bekçiliği beklenir mi? Ruhu sönük ve beyni bozuk kimselerin yanaşma-
larından ve arkadaşlıklarından hayır umulur mu? Hayır, hayır.
Cihanı baştanbaşa dolaş, gez, ibret gözüyle gör, düşünce süzgecinden
geçir, neticesinde şu şuura varacaksın. “Cihan ya bozuk niyetlilerin ve
çürük beyinlerin viranesidir veyahut güzel niyetlilerin ve sağlam beyinli-
lerin mamuresidir.” Sakın çürüğe basma, batarsın. Bozuğa yanaşma, şa-
şarsın. Sonra istikameti kaybedersin.
Hz. Ömer (r.a.), Hicaz’da dururdu. Ama Irak savadın da (verimli top-
rağında) bulunan dulları ve zayıfları unutmuyordu. Orada yaşayan silahsız
ve savunmasız insanları düşünürdü. Ve “Allah (c.c.) beni sağ bırakırsa
Irak’ta yaşayan dullar benden sonra hiçbir kimseye muhtaç olmayacaklar”
derdi. Yani onları koruma altına alırım. Devletin nimetlerini üzerlerine
akıtırım. Adaletin meltemini kendilerine doğru estiririm. Onları güven
çadırına ve huzur çemenzarına alırım.
İşte böyle bir varlığı Ebu Lülüe gibi seviyesiz, tıyneti bozuk, sadece
çıkarını düşünen ve madde üzerine donmuş kimseler yok ederler. Çünkü
bu bozuklar, bulanık olduklarından kendilerine de başkalarına da sadece
zarar ve şer kesilirler. Hayatı zehrederler ve çıkarları için umursamadan
bir âlemi ye’se boğarlar.