196
HÜSNÜ GEÇER
Bilmeliyiz ki, iş eşitlikte, güç birlikte, birlik barışık yaşamakta, ya-
şamak huzurda, huzur ise güvendedir.
Yüce Allah, güvenden doğan huzuru, huzurdan oluşan yaşamı ümme-
tine nasip buyursun.
Olgunluk kaynağı, Hz. Peygamber (s.a.v.)’i örnek almalıyız. Zira o,
beşeriyete en güzel örnektir. Konuyu birkaç misal ile açıklayalım:
1. Resul-i Ekrem (s.a.v.), Mekke müşriklerinden çeşitli eziyet ve acı
çekmekle, onlar yüzünden evinden, barkından ve vatanından olmakla,
katli için her çareye başvurup akıllarına gelen tuzakları kurmakla, şahsi-
yetini küçük göstermek için hakkında “delidir, sihirbazdır ve iftiracıdır”
demekle feth-i mübinde genel af, güzel muameleyi ve dostane yaklaşmayı
emretti. Kin dolu düşmanlıkla ve küfürle kirli gönüllerde ruhani bir tasar-
ruf yaparak, yaklaşık olarak hepsi putları bırakarak, insanlığa yakışır Yü-
ce Allah’ın ibadetine yöneldiler. Sahabe-i Kiram beylerine kardeş, bayan-
larına bacı dediler. Hatta “Sahabe” diye adlandırılmaya şayeste oldular.
Sertlik, silah, düşmanca muamele olsaydı, operasyon olsaydı elbette ki,
durum değişirdi.
2. Hicret yolculuğunda Malik oğlu Suraka, Resul-i Ekrem (s.a.v.)’in
peşine gönderildi. Suraka ünlü bir dâhi ve pehlivandı. Hedefi; Resul-i Ek-
rem (s.a.v.)’i katletmekti, müşriklerin kendisine söz verdikleri servete ka-
vuşmak idi. Yanaşınca bineğinin ayağı yere battı, üçüncü sefer saldırıya
geçince öyle battı ki bineği ile helake uğrayacağına inandı.
Resul-i Ekrem’den medet istedi. Resul-i Ekrem, kelime-i şehadeti
kendisine arz eyledi ki, İslam şerefine ve iman nuruna kavuşsun, düş-
manlığına, saldırısına ve kimler tarafından gönderildiğine aldırış etmesin.
Suraka, Müslüman olmayı kabullenmedi. Ama “İnsanların en iyisi ol;
nereye gidersem, seni öveceğime söz veririm” dedi.
Resul-i Ekrem (s.a.v.) onu affetti ve serbest bıraktı. Müşriklerin top-
lumuna kavuşunca durumu sordular. “Ben insanların en iyisinden, en
hayırlısından geliyorum” dedi.
3. Selman-ı Farisi, Süheyb-i Rumi, Bilal-i Habeşi bir mecliste idiler.
Ebu Süfyan yakınlarından geçti hemen “Allah’ın kılıcı, Allah’ın bu azgın