Page 174 - Vusta

Basic HTML Version

KÜLLİYAT-I VUSTA
173
Ünlü bir mülk sahibi; seni yolunu şaşırmış, helak dudağına gelmiş,
düşmüş bir vaziyette, korku dolu bir çölde buldu. Dolgun vicdani duygu-
larından sana da bir binek tayin ederek seni kervanına kattı. Kazanç ve
nema yollarını; zarar ve yarar, ilerleme ve gerileme yollarını göstererek
hayatı kazanmak için sana büyük sermaye de verdi.
“Mülk benimdir. Malikiyetime itiraf ederek çalış, güven içinde ha-
yatını sürdür, daha önce neydin, şimdi ne hâldesin? Ve yarın ne olacağını
güzel düşün. Haydi! Hayat meydanı! Gör! Kazan, yaşa!” dedi. Sen de,
kesinkes inanırdın ki, ihsan seven bu insanın lütfu kadar, kahrı da vardır.
Her davranışımı gözetim altına almaktadır. Tavsiyelerinden şaşarsam,
gösterdiği istikametten kayarsam her huzur ve nimetten tecrit edilirim.
Zaman geçti. Dünya çiçeği yüzüne güldü. Hayat kapısı sana açıldı.
Olur olmaz davranışlarda bulundun! Helal haram demeden şehvani hisler
peşinde koştun. Daha önce içinde kıvrandığın fakr u zarurete aldırış et-
meden, mülk sahibinin hakkını düşünmeden, tavsiyelerini dinlemeden
aşırılığa dayalı bir kirli yaşam sürmeye pervasızca koyuldun. Aya! Mülk
sahibi hayatına “Dur!”, sana da “Nankör!” derse, her nimetten seni soyut-
larsa, haklı değil mi? Mülkünde sana seviyesizlik damgasını vursa, hak
etmemiş misin?
Ey gafil nefis! Yüce Allah seni yokluk karanlığından varlık ışığına
çıkardı. Sapıklık sahrasından hidayet gülzarına getirdi. Gönderdiği ki-
tabıyla, peygamberiyle, varisleri olan ümmetin güvenilir âlimleriyle sana
dünyada huzurlu hayatı kazandıran ve ahirette seni mutlu eden kanun ve
kuralları belirterek gereken uyarılarda ve tavsiyelerde bulundu. Kâr, zarar,
helal, haram yollarını gösterdi. Göğün güneşinden tut, yerin tüm bereketi-
ni sana musahhar eyledi. Sen de iyice inandın ki, o tavsiyeleri yerine geti-
rirsen bahtiyar olacaksın; aksi takdirde her zillete duçar kalacaksın.
Sana ne olur ki, sefahate dalarsın? Kemalattan uzaklaşırsın? Bir da-
kika lezzet için ebedî bedbahtlığa katlanırsın. Akıl silahını kullan, hem de
yeri gelince. Yoksa dünyada illet ve zillete, ahirette azap ve gazaba sap-
lanırsan kendinden bil. Zira ihtiyar ve istek elindedir. Akıl ve yetenek sa-
hibi, üstün makamda mukimsin.