Page 173 - Vusta

Basic HTML Version

172
HÜSNÜ GEÇER
rilecek) hiçbir şey yoktur” buyurdu. Annem sana demiş: “Bana entarini
giydir” dedi. Peygamber (s.a.v.), hemen entarisini çıkarıp ona verdi.
Evinde çıplak durdu. Bilal, namaz için ezan okudu. Peygamber’in ne za-
man çıkacağını beklediler. Kalplerine bazı düşünceler geldi. Bazıları ha-
nedanına girdi ki, çıplak hâlde evindedir. Hemen şu ayet-i kerime indi:
“Elini boynuna bağlı kılma. Ve tamamıyla da açma. Akabinde kınanmış
ve pişman oturacaksın.”
101
Akli ve nakli delillerle açığa çıktı ki israf haramdır. İsraf, varlığı ya-
rarsız yollarda zayi etmektir. İnsan harcamalarında –hayır yollarında olsa
bile– dikkatli olmalı. Davranışları iktisat sınırlarını aşmamalı.
TEBZİR
Tebzir, çokça tarlaya tohum atmak ve sık ekmekten ibarettir. Elbette
ki, böyle bir tarımcı ektiğinden umulan verimi alamadığı gibi çabasından,
çalışmasından ve yorulmasından başka bir pişmanlık duyar. Başka bir acı,
elem verir. Zira işinde sınırı aşmak, kuralı bırakmak ve savurganlık
vardır. Böyle işlerin meyveleri pişmanlıktan ve acı çekmekten başka ne
olabilir?
ŞİİR
Uzun yolda yürüyen hiç murat menziline varmaz.
Yavaş yavaş giden yolcu yürümekten geri kalmaz.
Murat önünde sahrayı geçebilmek için yolcu!
Ne tez yürü ne çok yavaş, kural budur diğer olmaz.
Istılahta tebzir; varlığı haramda, Yüce Allah’ın rızasına uygun olma-
yan yerlerde, insanın tekrimine ters düşen işlerde ve kirli amaçlara kavu-
şabilmede harcamaktır. Bu da ahiret mutsuzluğunun vahametine götüre-
ceği gibi, dinin, aklın ve vicdanın gereğinden uzak, sefahat ve beladetin
(ahmaklığın) ta kendisidir. Belki ilahi gazaba sürükleyen çok zararlı bir
davranıştır. “Tebzire dalanın sonu, dalalettir.” Doğru sözdür.
101 İsra, 29.