KÜLLİYAT-I VUSTA
171
Yüce Allah şöyle buyurur: “Onun hakkını, biçim gününde veriniz ve
israf etmeyiniz. Gerçekten Allah, israfçıları sevmez.”
100
Selef uleması da demişlerdir ki: “Sadakada da israf etmeyiniz.”
Abdürrezzak b. Cüreyc’den şöyle rivayet edilir: Muaz b. Cebel, hur-
malığın meyvelerini kopardı. Durmadan tasadduk etti. Hatta ondan hiçbir
şey kalmadı. Hemen “İsraf etmeyin” mealindeki ayet indi. Yani burada,
yoksul duruma düşer hâle gelir derecede –hayır yolunda da olsa– harca-
malarda bulunmayın.
2. “ma” kelimesinde olan umum şunu ifade eder; mali, akli, ilmi,
kavli ve fiili her imkânlarından harcama yaparlar. İhtiyaç alanında bulu-
nan her yönde, her ihtiyaç sahibine yardım elini uzatırlar.
3. Verdikleri zaman özverilerinden, öz mallarından, kendi
rızıklarından bağış yaparlar. Yoksa birinden alıp başkasına vermek, takdi-
re şayan bir davranış olmadığı gibi kabul makamına da yükselemez. El-
bette kaynaktan içilen su, bahçedeki daldan koparılıp yenen meyve ve asıl
kitaptan okunan konu daha sağlıklı, daha lezzetli ve daha feyizli olur.
4. Sadakada minnet ve eziyet olmamalıdır. Zira verilen, Yüce Al-
lah’ın vermiş olduğu nimettir. Şükür gerektirir. O, sana rızık vermiştir,
bağışlamıştır. Senin de muhtaç olan kullara vermen gerekir. “Rezakna”
ifadesi, bu iki noktayı çok net yansıtıyor.
5. Verilen ihtiyaçları kapatınca hayır yollarında harcanınca bir açı
doyurur, bir çıplağı örter, meşru bir nesneyi meydana getirir kabilden
olunca makbul ve makul olur. Ahiret sevabını sahibine kazandırır.
Yoksa kumar masasında, içki sofrasında, fuhuş sahasında, başka-
larının kalbini almak, şehvetini dindirmek ve meşru olmayan lezzetini
meydana getirmek için harcanan mal ve sarf edilen yetenek, vebal ve va-
hametten başka ne kazandırabilir? “Yünfikune” cümlesi bu ifadeyi net
olarak bildirmektedir.
Cabir, şöyle rivayet eder: Bir gulam, Peygamber’e geldi. “Annem
senden şunu şunu ister” dedi. Peygamber (s.a.v.), “Bugün yanımızda (ve-
100 Enam, 141.