Basic HTML Version
86
dışsal olarak Rasulullah’ın mütabaatıyla elde edilir. Bir insan haber ver-
diği konularda Rasulullah’ı tasdik etmezse, gönülleri süsleyen bedenleri
parlatan, zahiri ve batini nasihatlerin ışığında hayatını sürdürmezse, velilik
orada dursun, gerçek iman sahibi dahi olamaz. Birisini görsen havada ve
suyun üzerine yürür, gaybden konuşur, cepten cevher çıkarır; inancında,
ibadetinde, muamelesinde ve ahlakında şeriata ters düşüyorsa gördüğün
hep istidraçtır. Ona yanaşma! Maddeten ve manen yanacaksın. Yüce Allah
buyurur:
“Allah’ı severseniz, işte bana uyun, de.”
33
31
ِ
نو ُ
ع ِ
ب َّ
تا َ
ف َ
ه ّٰ
للا َ
نو ُّ
ب ِ
حُ
ت ْ
مُ
تْ
ن ُ
ك ْ
ن ِ
ا ْ
ل ُ
ق
Anlaşılıyor ki Rasulullah’ın mutabaatı olmayınca Yüce Allah’ın sevgisi
kalmaz. Çünkü meşrutun oluşması şartın oluşmasına bağlıdır.
Güneş olmayınca ışık olur mu? Bulut olmayınca yağmur yağar mı?
Toprak olmayınca bitki biter mi? Abdest olmayınca namaz olur mu?
Rasulullah’ın mutabaatı olmayınca Yüce Allah’ın sevgisi olur mu?
Allah’ın sevgi ve muhabbeti olmayınca şeytanlık ve meyvesi olan küf-
rün zehirli dikenlerinden başka ne olabilir? Allah cümlemizi korusun.
102. İlim Nil nehrinin suyu gibidir. Bazılarına irin ve kan, bazılarına
ruh ve canan olur.Yani, ilim, insanı Rasulullah’ın (s.a.v.) yoluna götürüp o
yolu göstermek için meşale olursa ruhlara neşe, bedenlere esenliktir. İlim
o dosdoğru yola insanı götürmezse veyahut başka yollara saptırırsa, maddi
ve manevi değerler için kesin ölüm ve yıkımdır.
103. Hayır, hem de bütün hayır bid‘atten uzak kaçıp sünnet-i seniyyeye
uymaktadır. Bunun dışında hayrı dilemek kupkuru taştan su, söğüt ağa-
cından meyve beklemek gibidir. Helal haramını bilen, ibadetlerini sahih
kılar bilgiye sahip olan ve dağlarda davarın otlamasıyla meşgul olan kimse
yüz kitabı okuyup halvet-nişîn fakat, salah ve takvadan soyutulmuş sözde
bilginden bin kat üstündür. O bilgin ki hakka giden yolu bilmez, insanla-
rın sevgisini ve iltifatını kazandıran amelleri tanımaz; insanlığa yakışır bir
makama ulaşamaz. Cahil olmazsa dahi ameli çirkin olduğundan seviyesi
cahillerin seviyesinden çok çok alçaktır.
Birisi tanımadığından yılana el uzatır. Diğeri de yılanı tanımakla alır
koynuna kor. Bu ikisi aklen ve naklen seviyeleri bir olur mu? Yüce Allah
33 Âl-i İmrân suresi, ayet 31
KÜLLİYAT-I SUĞRA