239
“Nuh Rabbine nida etti, henemn sonra dedi: Rabbim! Şüphesiz oğ-
lum, ehlimdendir. Vadin ise elbette ki haktır. Sen hâkimler hâkimisin.
Dedi ki: Ey Nuh! O asla senin ehlinden sayılmaz. Çünkü o salih bir
amel değildir. Bilemediğin bir şeyi Benden sorma. Cahillerden olman-
dan seni sakındırırım.”
30
Anlaşılıyor ki: evlat amelle evlat olur. Nispet ve neseple değil. Alimin
bakışı dünyaya değil, daha ziyade ahirete yönelik olmalıdır. Tuz yemeğin
tadını güzelleştirdiği gibi âlim de ümmetin maneviyatını yükseltip, ahlakı-
nı güzelleştirmelidir.
Âlimin elbisesi yeni veyahut temiz olmalıdır. Çünkü zamanımızın insan-
ları görüntüye çok düşkün ve meyillidir. Yüce Allah (c.c.) şöyle buyurur:
“Elbiselerini tertemiz et.”
31
4
لا
ْ
ر ّ
هِ
َ
ط َ
ف َ
ك َ
با َ
ي ِ
ث َ
و
Net konuşabilmek için âlimin, dili de tam olmalı yoksa konuşması din-
lenilmez. Konuşmak suya benzer, su ne kadar temiz olursa, o kadar iştah
çekici ve sağlıklı olur. Konuşmada ne derece net ve anlaşılır olursa o dere-
cede yararlı ve etkili olur.
Şeyhin (k.s.) irşadı, maddeden uzak sadece Allah’ın rızasını kazanmak,
İslam dinini tanıtıp yaymak ve Resulullah’ın ahlakını yaşatmak içindi.
Hemen hemen her dersin başında
“Ben siyasetle uğraşmıyorum. Zira
Yüce Allah’ın bana verdiği dinin hizmeti, kulluk vazifesi ve sadat-ı kira-
mın adabının bildirilmesi her şeyden üstündür. Mal toplamıyorum, bana
verseler dahi kabul etmiyorum. Çünkü Yüce Allah (c.c.) beni zengin ve
insanlardan müstağni kılmıştır. Her yerde, herkese meydan okuyorum.
Bana maddi yardımda bulunan varsa meydana çıksın. Siyaset ve mad-
deden uzak olduğumdan Türkiye’de, Suriye’de, Avrupa devletlerinde ve
her yerde bana karşı güveni, sözüme kabulü, her partiden ve gruptan
etrafımda insanların izdihamını görmekteyim. Başta bunun için Yüce
Allah’a hamd ederim. İkinci olarak hamd ederim ki Yüce Allah beni in-
sanlara değil, lütfuna muhtaç eylemiştir.”
diyorlardı.
Şeyh (k.s.) Karakoçan’ın Korikan köyünde idi. Yörenin insanları etrafı-
30 Hûd suresi, ayet 45-46
31 Müddessir suresi, ayet 4
ŞEYH M. İZZETTİN EL-HAZNEVİ’NİN (K.S.) HAYATI