217
olunca yansıma sebebiyle güneşe benzer, aynadan zuhur eder. Sırtı güneşe
olursa tecelli kayıp olur.
Edep bir taç imiş nuru Hüda’dan
Giy o tacı emin ol her beladan.
Edep olmazsa ilme, akla yer yok
Edeble bul sefayı çık cefadan.
KURAN’A KARŞI EDEBİ
Şeyhin (k.s.) Kuran’a karşı sonsuz edebi ve saygısı vardı. Kuran’dan
bir ayet dahi duvarda asılmış, bir levhaya yazılmış olsa idi; o yöne ayak
uzatıp yatmaz ve sırt çevirmezdi. Ayrılmış cüzlerde ve rahle üzerine koyup,
Kuran’ı okumazdı. Belki tüm Kuran’ı eline alıp, göğüs hizasına kaldırır,
diz üstüne oturarak, kıbleye yönelerek Kuran okurdu. Kuran ayetlerini ve
saygı değer yazıyı ceplerinden çıkarır sonra ayak yoluna giderdi.
Diyordu ki, Kuran’ı okuduğunuz zaman teenni ile düşünerek, yavaş ya-
vaş okuyun. Rahmet ayetlerinde, ümit ile dolu bir yürekle Yüce Allah’tan
ihsan ve lütfu isteyin. Azap ayetlerinde Yüce Allah’tan korunmayı, lütfuna
sığınmayı dileyin. Müminlerin sıfatlarını içeren ayetlerde, o sıfatlarla mut-
tasıf olmayı, müminlerin mertebelerine ve nimetlerine kavuşmayı isteyin.
Kâfirlerin sıfatlarını içeren ayetlerde ise katılıklarından, gafletlerinden, ka-
ranlıklarından ve sonuçlarından kurtulmayı isteyin.
Kuran okurken Esmaü’l-Hüsna’nın her birisinde durun, düşünün, bek-
leyin. Çünkü Yüce Allah’ın her isminden kalbe yansıyan bir tecelli, akla
uzanan bir nur, zihne gelen başka bir mana, içi sevindiren başka bir mel-
tem, nefsi coşturan başka bir muhabbet ve insana yön veren başka bir irşad
mevcuttur.
Diyordu ki, Cafer-i Sadık (r.h.) şöyle buyurmuş;
“Yüce Allah kelamda
tecelli eylemiş ama siz farkına varamazsınız”
ve diyordu; “Kuran okun-
masından ve Peygamberimiz (s.a.v.) üzerine salevat getirilmesinden hariç,
gafletle yapılan ibadetin sevabı insana kalmaz.” Resulullah (s.a.v.) şöyle
buyurmuş;
“kıldığın namazda, aklandığın, huzurlu kıldığın bölüm
sana kalır.”
ŞEYH M. İZZETTİN EL-HAZNEVİ’NİN (K.S.) HAYATI