96
HÜSNÜ GEÇER
İsa (a.s.) ahir zamanda inerse haçı kırar, haçın saygınlığını ortadan
kaldırır. Beşeriyeti Yüce Allah ibadetine, birliğine, gönderdiği son din
olan İslam’a götürür. Adalet terazisini kurar, eşitlik sahifesini açar. Her
iki cihanda mutluluğa götüren işleri, etkenleri ve faziletleri açıklar.
* “Domuzu öldürür.” Zira domuz çok pis kokar. Yiyenler farkına
varmazlarsa da yemeyenler onlara ve evlerine yaklaşınca o pis kokuyu
onlardan, durdukları evlerinden net bir biçimde hissederler.
Küçükken çayırlarda, bayırlarda davar otlatırdık. Domuz bazı bitkile-
rin köklerini çıkarıp yemek için yer kazardı. Kazdığı yerlere, açtığı çukur-
lara giderdik. O pis koku bizi rahatsız ederdi. Hemen uzaklaşırdık.
Domuz her haşeratı yer. Bitki ile beslendiği gibi her pis, zehirli
canlının etiyle de beslenir. Zira yılanın zehri bile kendisine zarar vermez.
Eti ve yağı çeşitli korkunç mikropları taşır. Sadece domuz gribi 2009’da
âleme bela oldu. Aşısı 4,4 trilyon dolara insanlığa yük oldu. Konuya delil
yeter. Bundan dolayıdır ki İslam dini domuzu neces-i ayn kabul etmiş,
hiçbir şeyi hiçbir şekilde temizliği kabul etmez. Salyası bedeninin ıslak
kısmı bir kaba, bir bıçağa veyahut bir elbiseye değerse tafir (birisi temiz
toprakla bulandırılmak şartıyla yedi kere yıkamak) gereklidir.
* Domuz şehvetine çok düşkündür. Öyle ki, erkeği dişisinden gün
boyunca inmez. Erkeği dişisiyle ilişki kurma hâlinde iken bazen birkaç
kilometre yol yürürler. Küçükken topraklı yollarda izlerini görürdük.
Bilmediğimizden “Bu altı ayaklı hayvandır” sanırdık.
* Domuzun etini mubah görüp yiyenler, şehvetlerine son derece düş-
kün olurlar. Sınır tanımadan herkesle ilişki kurmak isterler. Neticesinde
genel olarak gayretsiz olurlar. Aralarında zina ve evlad-ı zina yayılır. Bu
da insanlığa yüz karası, huzur ve saadetin boynuna zehirli kılıçtır.
* Domuza ve etine dokunmayı âdet edinmiş kimseler bu tür belaların
girdabına düştüklerinden, aziz İslam dinimiz bundan 1400 küsur sene ön-
ce domuzdan sakınmayı vacip kılmıştır. Etinin, yağının yenmesini yasak
etmiştir.
Evet, İslam dini haktır, ilahi bir düsturdur. İnsanın dünya ve ahiret
hayatını, huzurunu güvenceye almak için kurulmuş bir gerekli düzendir.
Gün geçtikçe hakkaniyeti kuşluk güneşi gibi ortaya çıkar.