KÜLLİYAT-I VUSTA
77
SİNCAP
Sincap, dağ armutlarının küçük ve olgun olmamış meyvelerini bolca
dökerler. Yaz boyunca kuruyup taş gibi olurlar. İlkbaharın ilk günlerinde
yiyeceği yoktur. Meyvelerini döktüğü ağacın altına gelir, kış boyunca kar
altında kalmış ve yumuşamış kuruttuklarını yer. Bitki ve bereket oluncaya
kadar hayatını onunla sürdürür.
Güz mevsiminin son iki ayında cevizleri alır, taşlar, çakıllar ve yağ-
mur almaz yerlerde saklar ki, kış boyunca yarı ölü hayattan uyanınca he-
men gizlediği cevizlere gider. Bitki, bereket oluncaya dek yaşamını onlar-
la sürdürür.
Meyveyi zamanında kurutmasını, gizlemesini, ta güzden ilkbaharın
ilk günlerinin kendisine zor günler olduğunu, ona karşı tedbirli olmayı ve
yaşam sebeplerini sincaba öğretmeyi kadir-i kayyum Allah’tan başka kim
bağışlayabilir, ne bağışlayabilir?
PALAMUT
Palamut ağacının yemişi yere düşer. Kahve renkli kabuğu onu korur.
Toprak içindeki çukurların birisine yuvarlanır. İlkbahar geldi mi yemişin
içindeki öz dirilir. Kabuk yarılır içinde genlerin sağladığı yumurta biçi-
minde özden bir yemek ziyafeti hazırlanmıştır.
Palamut yemişi toprağa kök salar. İşte size nazik bir filiz, taze bir fi-
dan ve birkaç yıl sonra bir palamut ağacı daha ve bir daha içinde genleri
bulunduran palamut yemişinin özü, bu tomurcuk milyarlarca defa ço-
ğalmış ve dalları, budakları, gövdesi yaprakları ve meyvesiyle yeni bir
ağaç meydana gelmiştir. Her tarafıyla zamanında meyvesi olduğu pala-
muda benzeyen bir ağaç, yüzlerce yıl sayılmayacak kadar çok palamut
yemişlerinde aynı atom düzeni mevcuttur. Belki üç milyon yıl önce pala-
mut ağacını meydana getiren bir düzen.
Öyle bir ağaç ki yeryüzüne süs, havaya temizlik, insana belki birçok
canlıya emin gölge, yemişiyle hasta midelere şifa, yaprağıyla hayvan-
larımıza yem, köküyle mobilyalarımıza narin kereste, sert dallarıyla odun
ve bütünüyle erozyonu engelleyen ilahî bir nimet.