Page 30 - Vusta

Basic HTML Version

KÜLLİYAT-I VUSTA
29
Zahiren şeyhin sözünde ve davranışında şeriat-i garraya ters düşeni
görürse imkân dâhilinde tevile gidecek. İtiraz etmeyecek. Tevile imkân
bulmayınca “Şeyh idrak ve kemal ehlidir. Şeriata bağlılığı gerçektir. Ben-
de anlayış eksikliği vardır. Anlamadığımdan işi bana gubarlı göründü”
diyerek susmayı tercih edecek. Yoksa itiraz ayrılışa, ayrılış hirmana ve-
yahut daha ziyade yararlanmamaya götürecek. Musa (a.s.) ile Hızır
(a.s.)’ın kıssalarından ders almak gerek. Yoksa Yüce Allah o hikâyeyi
boşuna zikretmemiştir.
İmkân dâhilinde mal ile can ile hizmetine koşacak. Çünkü hizmet,
vefa ve sefadan doğar. Hizmet, her iki taraftan muhabbeti gerektirir. Hiz-
met yükseliş asansörüdür, hızla olgunlaşma ve ilerleme aracıdır. Beş şart-
tan sonra tarikatta, hizmet gibi nispeti çeken ve himmeti celp eden yoktur.
İmam Ali (k.v.): “Kavmin reisi, hizmetçisidir” diyor.
Şeyhten fazla uzak olmayacak. Zira gözden gaip olan gönülden de
kaybolur. Tam yakın da olmayacak. Çünkü güneş kursuna çok yanaşan
elbette ki, yanacak. Bir de herkes yaklaşım makamında edebini koruya-
maz.
Miraç gecesinde Cibril-i Emin (a.s.)’e “Niçin Resul-i Ekrem ile daha
ileri gitmedin” denilince “Bir parmak ucu kadar daha yanaşsaydım ya-
nardım” diyerek cevap verdi.
Durum herkesin makamına göre değişir. Resul-i Ekrem (s.a.v.) umur-
samadan ileri gider. Cibril-i Emin geri çekilme zorunluluğunu hisseder.
Çünkü her makamın tecellisine herkes dayanamaz.
Şeyhin münkirlerinden ve kincilerinden aşırı derecede sakınacak.
Çünkü onların inkârcı sözleri, müridin kalbini ve hâlini tahrip edecekler
hem de “Sade dost, dostun inkârcısıyla ilişki kuramaz. Yoksa iç değil
posttur” denilmiştir.
Sözüyle ve yürüyüşüyle önünü kesmez. Her yerde, hele huzurunda
kalbini tam olarak ona bağlayacak. Şeyhten yararlanmayı bilirse şeyhini
büyük nimet bilecek ve Yüce Allah’a şükür eder ki, onu böyle bir mutlu-
ya delalet etmiş. “Yüce Allah bir toplumun mutluluğunu dilerse onları bir
mutluya tabi kılar. Hep birlikte mutlu olacaklar” denilmiştir.