296
HÜSNÜ GEÇER
Evet, dağların ve tepelerin uçlarında oksijenin azalması mevcuttur.
Oralarda gezmek –hele kalbi rahatsız olanlara– hayli zarar, nefes darlığı
ve sıkıntı verebilir. Tam çukurlarda ve etrafı kapalı ovalarda bedenin ta-
hammül etmeyeceği kadar oksijen vardır. Oralarda gezmek gene sıkıntı
verebilir. Gezi ve yaşam için en elverişli yer, dağların tepesi ovaların içi
değil de yükseklerin etekleridir. Bundan ötürüdür ki, geçmiş insanların
kurdukları yerleşim yerleri –köy olsun kent olsun– genel olarak, dağların
eteklerindedir. Çünkü en güzel yaşam, en güzel hava ve en güzel teneffüs
–nefes alıp vermek– ancak bu kenarlarda ele geçer.
Derin esefle ifade ederiz ki, bugünün –2010’un– insanları yerleşim
için, yerleri seçmede geçmiş zamanda yaşayan insanlara ulaşa-
mamışlardır. Çünkü, şehirleri ve inşaat alanlarını tarıma elverişli düzlük-
lere çekerler. Böylelikle, ekilecek yer iptal olur. Tatlı yaşam da zehir kesi-
lir. Böylelikle tarım da, hayat da, noksanlığa doğru yüz tutar. Çünkü sa-
dece maddi yarar ve ferdî çıkar üzerine kurulan işler düşünceden ve hik-
metten arındığından dolayı yaşama da, toprağa da, iç huzura da cinayet
sayılabilir.
2. Havada uçakla uçmak ve yerde araçlara binerek gezmek, Yüce Al-
lah’ın topraktaki kudretinin eserini tam olarak insana bildiremez. Çünkü
böyle bir gezi aheste olmadığından tam olarak varlıkların hakikatini insa-
na bildiremez. Çünkü acele acele geçip gitmek, düşüncenin derinliklerine
kadar inmesine engeldir.
Görmüyor musun? Şiddetli, sağanak yağan yağmur; rahmet olmakla
sel olur, aşındırma yapar bitkileri söker, tarım alanlarını molozlarla,
balçıklarla verimsiz bir hâle getirir. Ama, yavaş yavaş, ölçülü ölçülü dü-
şen yağmur; her şeye rahmettir, berekettir, yaşamdır, doyurmadır, gelece-
ğin güveni ve hayatın eksenidir.
Bir insan çok yararlı kitabı okusa bile, acele acele okuyup geçerse;
durup düşünmezse –bilgi hazinesi olsa bile– kitaptan yararlanamaz. Ya-
rarlansa bile yararlanması tam değildir. Tam olsa bile, hafızaya sel gibi
akar, gider veyahut hafızada tahribat meydana getirir. Çünkü, beşerî
hafıza sadece belli durumlarda ölçülü ve gücünde olan belli düşünceleri
ve bilgileri taşıyabilir.