KÜLLİYAT-I VUSTA
295
Her görüntünün verdiği başka cezalet ve güzelliği hisseden insan, gü-
zelliğin sebeplerini araştıra araştıra hakikat incisine doğru yol alır. Onu
tanıyınca artık onun etrafında dönüp kalacaktır. Zira, inciyi ele geçirmek
için çaba harcayıp bulur. İnciyi bulanın, başka hammaddelere meyli bile
olmaz. Bir inciyi tanıyıp ele geçirdikten sonra değerini bilir, kıymetini
tanır. Daha da bu konuda ileri gidebilmek için bir inciyle yetinmez. Çün-
kü, tanıyan durmadan araştırır. Hummalı bir şekilde gayret göstermeye ve
çaba harcamaya koyulan insan kesinkes birçok değerlere haiz incilere ka-
vuşabilir.
Zira, Yüce Allah’ın hazineleri tükenmeyi bilmez, –mesela– göz gör-
me hazinesidir. Yıllarca bakar ve görür. Görmesi tükenir mi? Akıl düşün-
ce hazinesidir. Yıllarca düşünür ve bulur. Düşünüşü ve buluşu biter mi?
Dil konuşma hazinesidir; yıllarca anlatır ve ifade eder. Konuşması biter
mi? Ruh muhabbet kaynağıdır. Yıllarca sever ve sevgililerin ardında do-
laşır. Sevgisi sona erer mi?
Güneş ısı ve ışık kaynağıdır. Yaratıldığından beri bugüne dek ısıtır ve
aydınlatır. Işığı ile kocaman dünyaya hayat kazandırır. Işığı ve ısısı son
bulur mu?
Ay nur kaynağıdır ve güzellik merkezidir. Maddesi ile gökyüzünü,
ışığıyla yerküremizi süslemektedir. Ayın güzellik ve nuru hiç eksilmeyi
tanır mı? Hayır, Hayır, Hayır...
Evet, insanoğlunun ömrü ve yaşaması belli noktalara bağlıdır. Bu
noktalara erince ömrü sona erdiği gibi ve hayatı son bulup söndüğü gibi
servet kaynakları olan fabrikaları, çiftlikleri, alışveriş merkezleri, yazıp
çizdiği planları, kurup tesis ettiği devletleri de günün birinde yokluk sah-
rasına doğru yol alırlar. Sonunda ismen ve cismen veyahut sadece cismen
hafızaların kamuslarından bile silinip giderler.
Kuran fani olunca kurduğu baki olacak mı? Usta fani olunca duvar
kalıcı olur mu? Süs her an bozulmaya mahkum olunca süslenen daim olur
mu? Her eser müessiri gibi yaşar, kalır veyahut söner gider. Bu konuda
sağlam mantığın şüphesi ve sağlıklı beynin kuşkusu olamaz, çünkü belir-
gindir. Mantıkta belirginin ispatı için, kıyas bile tertip edilemez. Zira be-
lirginin kabulü, aklın yanında kesindir. Aklen belirgin olana delil getir-
mek, akıl düşüncesi bozuk olan kimsenin kârıdır ve işidir.