254
HÜSNÜ GEÇER
Hafsa (r.a.) kendisine sihir yapan cariyesini öldürmüştür. Ukbe oğlu
Velid bir sihirbazı kılıçla öldürmüştür.
Ehl-i kitaptan olan sihirbazlara ilişilmez. Zira şirk, sihirden zararca
daha büyüktür. Şirkten dolayı zimmi olan ehl-i kitaba ilişilmemiştir. Si-
hirden dolayı –haydi haydi– ona ilişilemez.
Peygamber Efendimiz (s.a.v.) Yahudi olan “Âsem”e ilişmedi. Katline
hükmetmedi.
164
SİHİR GERÇEKTİR, TESİRİ DE VARDIR
Sihir hakikattir. Etkisi de vardır. Yüce Allah buyurur: “
ﻢﻫﻮﺒﻫﺮﺘﺳﺍﻭ
ﹴﻢﻴﻈﻋ ﹴﺮﺤِﺴﹺﺑﺍﺅﺎﺟﻭ
Onları dehşete düşürdüler, büyük bir sihir getirdiler.”
165
Bu ayetle Yüce Allah sihrin büyüklüğünü ifade eder. Demek ki sihir
vardır. Toplumdaki insanların sihirden dolayı korkmaları sihrin etkisini
gösterir ve buyurur:
“
ٰﻰﺳﻮﻣ ﹰﺔﹶﻔﻴﺧ ﻪِﺴﹾﻔﻧ ﻲﻓ ﺲﺟﻭﹶﺄﹶﻓ
Musa, birdenbire içinde bir korku duydu.”
166
Musa (a.s.) gibi bir peygamberin içinde yaptıkları sihirden ötürü kor-
kusunu hissetmesi, sihrin etkisini ifade eder.
PEYGAMBER EFENDİMİZ (S.A.V.)’E SİHİR YAPILMASI
Buhari, validemiz “Aişe”den şöyle rivayet eder: Benî Züreyk’ten bir
adam ki, kendisine Asem oğlu “Velid” denilirdi. Resulullah’a sihir yaptı.
Hayaline yaptığı bir iş gelirdi. Ama yapmamıştı. Dolayısı ile bir gün ve-
yahut bir gece ki o yanımda idi. (Bu sihrin tesirinden) kurtulmak için yal-
vardı da, yalvardı. Sonra buyurdu: “Ey Aişe, Yüce Allah, hakkında yal-
varışta bulunduğum şeyden beni haberdar etti. İki adam yanıma geldi. Bi-
risi başımın yanında, diğeri ayağımın yanında oturdu. Birisi arkadaşına:
‘Bu insanın acısı nedir?’ dedi.
164 Hanbel oğlu İmam Ahmet fıkhının hakkında yazılmış el-Kafi, s. 847.
165 A’raf, 116.
166 Taha, 67.