Page 230 - Vusta

Basic HTML Version

KÜLLİYAT-I VUSTA
229
dünyanın diğer nimetlerine verdiği lezzet gibi geçicidir. Dayanmaya, bel
bağlamaya değmez. Zira nimet, lezzet kalıcı olmayınca ayrılış anında
azaba ve eziyete dönüşür.
Öyleyse, Rabb’inin büyük ismini temiz bil. Bayrak bir devletin, bir
milletin sembolü olduğundan sevilip sayıldığı gibi ad da adlandırılanın
alametidir, sevilir sayılırsa sahibi sayılıp sevilmiş demektir. Bundan do-
layı kelamcılar (akaid âlimleri) isimle müsemmanın bir şey olduğuna ka-
ildirler. İsmin temiz bilinmesini, müsemmanın temiz bilinmesi saymışlar,
ismin zikrini müsemmanın zikri gibi kabul etmişler.
Sadat-ı Nakşibendî’ye Lafz-ı Celale’yi (Allah) kalbe ve letaife zikir
kılmışlar.
Fıkıhçılar, kutsal isimleri taşırken tuvalet gibi kirli yerlere girmeyi
kerih görmüşler. Sadece Esma-ı Hüsna’nın ezberlenmesini, dilin üzerine
akıtılmalarını büyük sevaba sebep olur bir ibadet kabul etmişler.
Peygamber (s.a.v.) buyurur: “Gerçekten Yüce Allah’ın doksan dokuz
ismi vardır. Ezberleyen kimse cennete girer. Allah tektir, teki sever.”
147
Yüce Allah mealen şöyle buyurmaktadır: “En güzel isimler sadece
onundur. Onlarla O’na yalvarın.”
Bu İslam dini, insanın bütün manevi ihtiyacını temin eden edep, ne-
zaket, irşat ve her kemalin kaynağıdır. İslam dinine bu şeref yeter ki Yüce
Allah buyuruyor: “Elbette ki Yüce Allah’ın katında din sadece İs-
lam’dır.”
148
Toptan Allah’ın ipine sarılın, ayrılmayın. Allah’ın size olan
nimetini anın. Düşmandınız, kalplerinizin arasını uzlaştırdı da onun nime-
ti sayesinde kardeş oldunuz. Bir ateş çukurunun kenarında idiniz, sizi
oradan kurtardı. Allah, doğru yola erişesiniz diye size böylece ayetlerini
açıklar.
149
Anlaşılıyor ki; İslam dini, sımsıkı fazilete, üstün ahlaka, maneviyata
bağlanmaktır. Bulanık hayattan ibret almaktır. Kin, adaveti bir yana
bırakıp gönüllerde sevgiyi, dostluğu, kardeşliği yerleştirmektir. Afet ve
147 Buhari.
148 Al-i İmran, 19.
149 Al-i İmran, 103.