KÜLLİYAT-I VUSTA
203
lar meydana gelir, zavallı anneler, ne duruma düşerler, göz önüne getiri-
lebilir mi?
Ey insan! İnsanlığa yakışan merhamettir, acımadır. Dişsel hayat,
yırtıcı hayvanların kârıdır. Katı davranmakla, zulüm yapmakla ve zarar
vermekle niçin sana yakışır merhametten, acımadan ayrılırsın? “Etme ku-
lum, bulursun hikmetini” düşünmüyor musun?
Mazlumun ahından sakın. Ahlar günün birinde kasırga hâline gelerek
seni kökten söker belki, evlat ve akraban da, o korkunç kasırganın kap-
samına girerler. İnsanların insanlığına yakışan yanaşmaktır, barışmaktır,
sevgileşmektir, devletleşmektir ve anlaşmaktır. Yoksa hayat hanzel (acı
olan Ebu Cehil kavunu) ve dünya dar, insanlık heder olur.
Keşke, zalimin zulmünün zararı sadece sahibine olsaydı. Değil, de-
neysel olarak görülmüştür ki, zalimin zulmünün kıvılcımları çok zaman
geçmeden nesline de sıçrar. Başkalarını yaktığı gibi, onları da, yakar.
Peygamber (s.a.v.) buyurur: “Gerçekten Allah ihsanı (iyiliği) her şe-
yin üzerine farz kılmıştır. Öldürdüğünüz zaman güzel öldürün, kestiğiniz
zaman güzel kesin. Biriniz hançerini iyice keskin hâle getirsin ve kestiğini
rahat eylesin.”
İşte ihsan, dinin meziyeti ve kendisine özgü özelliği, her şeye iyiliğin
farz kılınmasıdır. Öyleyse okursan güzel oku, yazarsan güzel yaz,
çalışırsan güzel çalış, ibadet edersen güzel et, düşünürsen güzel düşün,
halk ile ilişki kurarsan güzel kur, toplumun, aile efradının irşadında bulu-
nursan güzel bulun, ibret almak için kâinatın sahifelerine bakarsan güzel
bak. Hatta zehirli bir yılanı veya saldırgan bir aslanı dahi öldürürsen güzel
öldür.
Mesela; yılanı öldürürsen hızlı olarak öldür, yavaş yavaş işkence ya-
parak öldürme. Belini kırıp bırakma, zira böyle bir iş merhametsizliktir.
İnsana yakışan insafa ters düşer.
Bir et hayvanını kesersen güzel kes. Bıçağın keskin, kesimin hızlı
olmalı. Hayvanı gaddarca yere düşürme. Besili, kocaman, ağır hayvanı bir
ayağıyla asmamalı, kesilince bedeni soğumadan derisi soyulmamalı, can
damarlarını kestikten sonra tam can vermeden boyun kemiği