152
HÜSNÜ GEÇER
BİR GERÇEK
Hayat tarladır. Sürülürse, ekilirse, güzel toprağına güzel tohum
saçılırsa, gereken su ve gübreyle beslenirse, maharetli bir rençperin göze-
timinde koruma ve terbiye altına alınırsa gerçekten verimli olur, sahibinin
yüzünü güldürür, belki, birçok canlıya, insan, hayvan, kuş ve böceğe ya-
şam sigortası olur, güven noktası ve mutluluk ekseni hâline gelir.
Sahipsiz, sürümsüz, bağımsız ve bakımsız olarak serbest bırakılınca
zemini yabani otlarla örtülür, karmakarışık bitkilerle dolar, içinde çeşitli
dikenler biter, insanlara değil; hayvanlara uğrak ve şeytan tabiatında olan
kimselere oyun meydanı, spor alanı durumuna gelir.
Bacım! Zamanında evlen! Namuslu bir insanın gözetimine ve gölge-
sine gir. Ev, eş ve evlat sahibesi ol. Zira tatlı hayatı, huzurlu yaşamı, ya-
rarlı verimi, insanlığa yakışır yollarda yürüyerek, kemal ve olgunluk zir-
vesine çıkmayı ancak böylelikle elde edebilirsin. Fakat çok dikkatli ol.
Fırsatı kolla ve koru. Kemal (iç olgunluk) ve cemal (dış güzellik) hat saf-
hasına gelince ara vermeden evlen, geciktirme. Çünkü “Her şeyin bir afe-
ti, gecikmenin çok afetleri vardır” denilmiştir. Verdiğim örneği güzel oku,
düşün, ona göre hayat yolculuğunda seyrüsefere devam et.
Gençler! Bilin ki tabiatta çiftleşme, gelişme; ilkbahar, yaz ve sonba-
harın ilk günlerinde olur. Kışta her şey sekteye uğrar. Çalış, gençliğin ilk-
baharından itibaren ihtiyarlık kışı gelmeden çalış, yoksa başarısız ola-
caksın.
FİLİZİM!
Mevsimler dörttür. İlkbahar, kış, sonbahar, yaz. İlkbahar, yeterli de-
recede yağmurlu, güneşli ve ılıman iklimli olunca, bitkili, bereketli ve
bolluk kaynağı olur.
Öyle ki, bereketiyle diğer üç mevsimde yaşayan bütün canlıların ihti-
yacına yeterli gelir. Yıl boyunca huzur ve istikrar görecek hâle gelerek
sevinç ve kıvanç içinde yaşarlar. Öyle ki, yazın sıcağında, güzün değişik
havasında ve kışın şiddetli soğuğunda emn ü asayiş içinde yaşarlar. Çün-