Page 106 - Vusta

Basic HTML Version

KÜLLİYAT-I VUSTA
105
Halk doğdukları dağlarda, derelerde, ovalarda ve yaylalarda huzurlu
yaşamı, yeterli güveni görmeyince göçe başladı. Memleket virane oldu,
bereketli topraklar, tarlalar terk edildi, huzur kaynakları kurudu veyahut
azaldı. Bu durum, şer unsurlarını çoğalttı ve yayılır hâle getirdi.
Diğer kısmı ayırma ve kayırma yöntemini seçti. Vatandaşlar arasında
dengeyi sağlamadı. Bir kısma lütuf, nezaket ve ikramda bulundu; diğerine
ise şiddet ve sıkıntı verdi. Zengin ile fakir birbirine düşman kesildi.
Kayırılan muazzez, müreffeh yaşadı; ayırılan ise hor ve sefil düştü. Nite-
kim memleketteki menfur millet, dünyaya dağılır hâle geldi. Öyle ki Av-
rupa’ya giden işçiler, Amerika’ya giden ilim-irfan erbabı oralarda ikamet
eder hâle geldiler. İlmî ve mali servetlerini oralara akıttılar.
El insaf! Hâl bu iken böyle bir âlemde düzelme mi olur veyahut bo-
zulma mı, tamir mi olur veyahut tahrip mi, ittifak mı olur veyahut ihtilaf
mı?
ŞİİR
Tut ittifak kulpuna ey millet-i pak-ı temiz
Yoksa dersin ah u vah, hüsrana uğramış biziz.
Cavadan tut, Sana’ya dek hep senin mülkün idi
Senden oluştu nice Mevlanalar nice aziz.
Dediler, dinlemedin; uyardılar, uyanmadın.
Yaylalar maldan boşandı, kurudu armut, ceviz.
“Etme kulum bulacaksın” sırrını derk etmedin
Dağ boşandı, bağ kurudu, balıksız kaldı deniz.
Ancak bu hâli görürsün âlem-i İslam’da sen
Gözünü aç, kalbini sil, sırra vakıf ol da tez.
Yoksa kervanlar gider hep kavuşur ser-menzile
Çok uzaklarda kalırsın, görmezsin onlardan iz.