251
Hatem’in kapısında bulunan ağacın bir dalına kuşlar konmuştu. Kuşlara
doğru yürüdü. Kuşlar uçtular. Etrafını saran insanlara şöyle dedi:
“Bana
bir yıl mehil verin. Henüz bu yükün taşıyıcısı ve bu işe hazır değilim.”
Bir yıl tamamen dünyadan kesilerek kendisini Yüce Allah’ın ibadetine,
zikrine ve fikrine verdi. Yılın sonunda dışarı çıktı. Aynı kalabalığı, aynı
kuşları gördü. Kuşlara doğru yürüdü. Uçmadılar, yanaşıp ellerini kuşlara
uzatınca uçmaya başladılar. Bir yıl daha mehil istedi. Yine kendisini mad-
de âleminden uzaklaştırarak Yüce Allah’ın ibadetine verdi. İkinci yılın so-
nunda çile hanesinden dışarı çıktı. Aynı durumu kapısında gördü. Kuşlara
doğru yürüdü, her birisinin sırtını sıvazladı, ürkmediler, uçmadılar. Kendi-
sini saran kalabalık halka şöyle söyledi:
“Şimdiye kadar bende şer vardı.
Bu nedenle kuşlar benden korkarak uçardı. Şer sahibi olan bir şahıs,
insanların irşadına layık olamaz. Şimdi ise gördüğünüz gibi kuşlar kork-
madılar, ürkmediler. Manası şudur ki; şerden arınmışım, artık el tutma
durumundayım, buyurunuz.
45
”
İnsan özüyle, işiyle ve sözüyle İslamı ya-
şar, kitap ve sünnete bağlı, ihlâslı ve iyi niyet sahibi olunca kesinkes dava
sahibidir. İrşad alanına gitmeye hak kazanmıştır.
Rivayete göre Ali er-Ramiteni (k.s.) Buhara’dan, Harzemşah’a gelince
ikamet iznini almak için bir ekibi elçi olarak sultana gönderir. Sultan ve
haşemesi (personeli) dervişlerin giyim kuşamlarını görünce elçilere pek
önem vermezler ama geliş sebeplerini sorarlar.
Biz falan zatın tarafından gönderilmişiz. Şehirde ikamet etme izni isti-
yoruz, derler. Kendilerine gülerler fakat basit görerek ellerine istedikleri
onaylanmış belgeyi verirler.
Ali er-Ramiteni (k.s.) işçilerin toplandığı yere gider. Yüzlerine bakar ve
beğendiği iki işçiyi yanına çağırır, yevmiyelerini sorar, kendilerine;
gelin
yanımda çalışın, elinize geçen yevmiyenin iki katını size vereceğim ve
sizden maddi ve manevi yardımımı esirgemeyeceğim,
der.
İşçiler, yanlarında dokuma işine başlar. Kısa zamanda edaları, edepleri,
renkleri ve davranışları değişir. Her yönden olgun ve uygun olurlar. Sonra
onları gönderip başka işçileri seçip getirirler. Böylelikle işi de, etbaı da
halk ve devlet adamlarıyla dolup taşar.
45 Beydâvî Tefsiri üzerine yazılmış Abdülhakim Seyalkutî'ye ait Haşiyenin I. cildi.
ŞEYH M. İZZETTİN EL-HAZNEVİ’NİN (K.S.) HAYATI