Page 24 - Sugra

Basic HTML Version

23
saktır). Çünkü zıtları; eksikliği, aczi ve noksanlığı ifade ederler, Ulûhiyet
makamına yaraşır simge olamazlar.
Her “mümkün” − dünyanın yaratılması gibi, kabir azabı gibi, cennet ni-
meti gibi− Allah hakkında caizdir. Bununla Yüce Allah’a ait ve delilleriyle
bilinmeleri gereken sıfatlar 41 oldu.
Yüce Allah’ın iki çeşit sıfatı vardır:
1. Zati Sıfatlar ki, saydığımız vacib olan sıfatları, yani zatından ayrıl-
mayan sıfatlardır. Ayrılırlarsa eksiklik meydana gelir. Bir de kadim’dirler.
Yani bu sıfatların varlığına ön yoktur.
2. Fiili Sıfatlar: Yüce Allah’ın zatından ayrılabilirler. Ayrılınca eksiklik
meydana gelmez. Kadim de değillerdir. Mesela yaratma ve rızıklandırma
sıfatları gibi.
Yüce Allah’ın zati sıfatları; ne zatın aynısıdır (çünkü zat başkadır, sıfat
başkadır), ne de gayrısıdır. (Çünkü ondan ayrılmazlar).
Yüce Allah’ın Kudret ve İradesi ancak caize taalluk eder. Vacibe ve
mümteniye taalluk etmez.
Yüce Allah’ın bilgisi, konuşması; hem caize, hem mümteni’ye ve hem
de vacibe taalluk eder. (Biliyor ki; ortağı yoktur, bizim varlığımızı biliyor
ve hem de zatını biliyor.)
Yüce Allah’ın görmesi ve işitmesi ancak var olana taalluk eder.
Yüce Allah’ın sağlığı -hayatı- ancak O’nun Zatına taalluk eder.
Yüce Allah’ın zati sıfatları kadimdir. (Varlıklarına ön yoktur).
Yüce Allah’ın zati sıfatları tevkifidir; yani bildirimseldir. Ancak şeriatın
bildirilmesiyle bilinmiştir. (Kur’an’da bu sıfatlardan haber verilmiştir.)
Onun için âlimler derler ki İslam Dininde, Yüce Allah’a sabit olan isim-
leri ve sıfatları Yüce Allah’a nisbet edebiliriz. Onların dışındakileri -ister
Arapça’da olsun, ister başka dillerde olsun- Yüce Allah’a ıtlak edemeyiz.
Mesela Farsçada Hüdâ (mülk sahibi), Türkçede Çalab, İngilizcede God,
Yüce Allah’a kullanılamaz. Çünkü ulûhiyet makamına yaraşır isim ve sı-
fatları ancak Yüce Allah (c.c.) bilir. O da Kur’an-ı Kerim’de ve Sünnet-i
Seniyye’de belirlenmiştir.
Fakat bir kısım alimler de, demişlerdir ki bir isim şeriatta Yüce Allah’a
kullanılmış ise onun eş anlamlısı -gerek Arapça’da, gerek diğer dillerde
AKAİD