192
de git bir vakfa bağlan veya bir köşede dur”
der.
Fakat Ali er-Ramiteni (k.s.) söze yetinmez. Çünkü firaseti ile akıbeti
görürdü. Melikin imzasını ve mührünü taşıyan bir izinname ister. Melik de
umursamayarak oturmak için kendisine resmi bir senet verir.
Ali er-Ramiteni (k.s.) mesleği dokumacılık imiş, birkaç işçiyi yanına
alır, hem dolgun ücretleri, hem dini, ahlaki ve edebi terbiyelerini verir. Za-
man zaman işçilerini arttırır ve kendilerine aynı muameleyi yapar.
İşçilerin içinde iman ve muhabbet işlendikten sonra ihlâsla ibadete baş-
larlar. Neticede gönülleri açılır; akılları parlar, nefisleri temizlenir ve görü-
nümleri çok tatlı olur. Sağa sola yayılarak halkı Ali er-Ramiteni’nin doğ-
rultusunda irşat ederler. O zatın sohbetlerine katılmalarını tavsiye ederler.
Kısa zamanda genellikle Buhara halkı Ali er-Ramiteni’ye bağlanırlar.
Hasetçiler bu hali görünce onu Melik’e şikâyet ederler. Melik Onu ça-
ğırır. Azıcık konuşma alışverişinde bulunduktan sonra Melik’e resmi olan
ikamet belgesini çıkartıp gösterir. Melik durur fakat yine de “git” der “hak-
kında düşüneceğim.”
Çok geçmiyor Melik bakıyor ki memleket hep ona yönelmiş. Buhara’nın
büyükleri ona mürit olmuşlar ve raptü zabt insanları ona bağlanmışlar ve
kendi nefsinde diyor
“ben de bu zata bağlanmazsam mülküm elimden
gider.”
Bir daha yanına çağırır kendilerine intisap eder. Hasetçilerin bir
kısmına ceza verir bir kısmı da haset ateşinde yanarlar.
Mevlana Cami (k.s.) bu hadiseyi şöyle dile getirir:
“Hal sahibi kal sa-
hibinden daha üstün olmasaydı Buhara’nın büyükleri, ileri gelenleri do-
kumacı olan Ali’ye köle olmaması lazımdı.”
Öyle ise kemali bulursan yoluna girmelisin, kâmili bulursan eteğine
yapışmalısın ve mürşidi görürsen teslim olmalısın ki, sıddîk, faruk, zin-
nureyn ve ilim kapısı olasın. Yüz çevirirsen zifiri karanlıkta, Ebu Cehil
gibi, cehalet sahrasında şaşırıp kalırsın. Daha sonra maddeten ve manen
helak uçurumundan yuvarlanıp “hasired-dünya vel ahireh” olacaksın.
Öyle ise hasedi kalbinde taşıma. Haset ateştir bütün hasenatı yok eder.
Yüce Allah hasetçileri tehdit etmek için şöyle buyuruyor:
KÜLLİYAT-I SUĞRA