149
mutlakı mukayyed kılmaktır ve müştereki bir ortağa tahsis etmektir. Bu
da kelimenin hakkını kısaltmaktır, zulme benzer nahoş bir iştir. Bu beyan-
dan sonra ayette olan beraberlik sadece suridir diye ısrar etmek kibirliliktir,
inattır ve hakkı kabul etmemektir. Bu da cehaletin başka bir balçığıdır.
İkinci delil Yüce Allah’ın Rasül’üne (s.a.v.) verdiği emirdir ki buyurur:
45
ِ
را َ
صْ
بَ
ْ
لا َ
و ى �
دْ
يَ
ْ
لا ى ِ
لو ُ
ا َ
بو ُ
ق ْ
ع َ
ي َ
و َ
ق ٰ
ح ْ
س ِ
ا َ
و َ
مي �
ه ٰ
ر ْ
ب ِ
ا �
ا َ
ن َ
دا َ
ب ِ
ع ْ
ر ُ
ك ْ
ذا َ
و
“Kullarımızı, İbrahim’i, İshak’ı veYakub’u zikir et (an). Çünküonlar
gözler (bilgi ve ibret alma) ve eller (güç ve cömertlik) sahipleridir.”
112
Ve buyurur:
48
ط
ِ
را َ
ي ْ
خَ
ْ
لا َ
ن ِ
م ٌّ
ل ُ
ك َ
و
ط
ِ
ل ْ
ف ِ
ك ْ
لا ا َ
ذ َ
و َ
ع َ
س َ
ي ْ
لا َ
و َ
لي �
ع ٰ
م ْ
س ِ
ا ْ
ر ُ
ك ْ
ذا َ
و
“İsmail’i, Elyesa’ı ve Zülkifl’i an. Çünkü her birisi iyilerdendir
.113
Şüphe yoktur ki zikir etmek, anmak aslında kalbin işidir. Dil ise, o işi
ifade etme, duyurma aletidir. Madem ki Peygamber Efendimiz (s.a.v.) sa-
lihleri hatırlamakla emir edilmiştir. Bizim gibi zayıflar niçin Yüce Allah’ın
seçkin kullarını anmasınlar, zatlarını göz önüne getirmesinler, halleriyle
hallenmesinler, iplerine dizilmesinler, izlerini takip etmesinler ve gidişat-
larıyla etkilenmesinler?
Hiç gözünden kaçmasın, aklından çıkmasın ki; fasıkların düşünülmesi
fıskı, Humarcıların düşünülmesi humarı, zalimlerin düşünülmesi zulmü
sevdirdiği gibi evliyanın, salih kulların hatırlanmalarına devam etmek sa-
lih ameli ve Yüce Allah’ın sevgisini insana sevdirir. Zira denilmiştir ki;
bu anış, salahı, takvayı, din ve dünya işlerinde düzenli olmayı kazandırır.
Hele denilmiştir ki; bol yağmur kuru toprakta bitkileri, gül ve sümbülleri…
meydana getirdiği gibi “rabıta” denilen manevi beraberlik de kalpte Yüce
Allah’ın zikrini, fazilet ve muhabbetini oluşturur. Gönülde sevgilinin haya-
li, sevgiliden haber verir. Zira aynada güneşin aksi güneşi yansıtır.
Bir kızın sevdasına müptela olan bir delikanlının sevgisi kemal haddine
kavuşursa, çoğu zaman sevgiliyi düşününce ihtilam haline girer; sevgiliyi
taklit ederek, hareketleri gibi hareketler yapar. İzini, ülkesini, yurdunu ve
yaylasını görünce sevinir, etkilenir, bazen yüzünü, bastığı toprağa sürer,
112 Sad suresi, ayet 45
113 Sad suresi, ayet 48
MEVAHİB