80
HÜSNÜ GEÇER
namazdan değildir ve Yüce Allah’ın herhangi bir adıyla namaza girilebi-
lir. Mesela, “Errahmanu Ekber, Allahu Azemu” gibi cümleler ile de na-
maza başlanabilir. Bu fıkhi bir meseledir. Fıkhın her meselesini mezhep-
lerin eserlerinden almak sıhhat bakımından daha sağlam ve kuvvetli olur.
* “Rabbinin adını anmış, hemen akabinde namaz kılmış” yani nama-
za girmezden önce kalbini sadece Rabbine bağlamış, masivayı kalp
alanından söküp atmış, Yüce Allah’ın rahmet ve lütfunu dileyerek umut
içinde, azabını düşünerek korku içinde, kemal-i edep ve huşu ile na-
mazına başlamış ve namaz içinde de aynı hâl, aynı duygu devam etmiştir.
İşte, böyle bir ibadet kabule karindir. Ona mülazım olun ve ondan
ayrılmayın.
“Belki en alçak veyahut en yakın hayatı tercih edersiniz.” Dünya ha-
yatına niçin en alçak veyahut en yakın hayat denilmiştir? Anlam, daha
önce anlatılmıştı.
İbn-i Mesud (r.a.) diyor: “Biliyor musunuz, niçin dünya hayatını ahi-
ret hayatına tercih etmişiz? Çünkü dünya hazırdır; yiyecekleri, içecekleri,
güzellikleri ve lezzetleri bize peşin verilmiştir. Ahiret ise nimetleriyle gö-
zümüzden gaiptir. Geçici ve yorucu olmakla peşine sarıldık; kalıcı, kolay
ve daha üstün ahireti bıraktık.”
Enes (r.a.) diyor: “Biz, Ebu Musa el-Eş’ari’yle beraber bir yolculuk
yapardık. Bizim refakatimizde bulunanlar konuşurlardı. Dünya işlerini
müzakere ederlerdi.
Ebu Musa dedi: Ya Enes! Bunların her birisi dille deriyi parçalar gibi
konuşmaktadır. Gel, bir saat Rabbimizi analım. Lütfunu ve nimetini ko-
nuşalım.
Sonra dedi: İnsan camiasını helak eden saadet ve selametten alıkoyan
nedir? Dedim: Dünyadır, şehvetlerdir ve şeytandır. Dedi: Hayır, velâkin
dünya gözümüzün önündedir, peşindir; ahiret ise bizden gaiptir, veresiye
gibi görünür. Yemin ederim, ahireti görseydiler asla ondan vazgeçemez-
lerdi ve onda hiç de tereddüt etmezlerdi.”
Evet, akl-ı selim sahibi geçiciyi kalana, duranı kayana tercih edemez.
Şuur ve anlayış bambaşka bir nurdur. Fakat herkese nasip olmaz.