Basic HTML Version
KÜLLİYAT-I VUSTA
27
ğum erkek olsa bile, bu kız çocuğunun cemaline ve kemaline eremezdi”
dedi.
* Henne’nin üzüntüsü kız doğurduğundan değildi. Üzüntüsü doğur-
duğu kızdır. Kız da Mescid-i Aksa’ya hizmetçi olarak kabul edilemez. Bu
da verdiği söze ters düşüyor, sanmasından dolayıdır.
* Ya Rab! Ümran ölmüştür. Ben de Meryem’i himayeme alıp terbiye
eder nitelikte değilim. Meryem’i ve evladını hıfzına, korumana
bırakıyorum. Onu ve evladını kovulmuş şeytanın şerrinden koru.
* Yüce Allah yalvarışını kabul etti. Meryem’i ve oğlu İsa (a.s.)’yı kö-
tü düşüncelere sürükleyen her insanın kalbindeki siyah noktadan
arındırdı. Öyle ki Yüce Allah’ın rızasına ters düşen hiçbir şey kalplerine
düşmezdi.
* Anneler! Hamilelikten önce, hamile iken ve hamilelikten sonra
Henne gibi, evladınızı Allah yoluna adayın. Allah himayesine havale
edin. Onları gerçekte her türlü maddi ve manevi şerden korumak için Yü-
ce Allah’a yalvarın. Göreceksiniz ki, ne kadar nurlu ve huzurlu yaşarlar.
Ne kadar nimet ve lütuflara kavuşurlar.
* Bu yalvarıştan sonra Yüce Allah onu Mescid-i Aksa’nın hizmetine
kabul etti. Güzel bir bitki gibi onu besleyip büyüttü. Onun terbiyesine ve
gözetimine Zekeriya (a.s.) peygamberi tensip etti.
* Hazreti Zekeriya (a.s.) onu Mescid-i Aksa’nın en kutsal olan mih-
rap denilen yere aldı. Hiç kimse Meryem’in cemal ve kemalini görmesin
diyerek ihtiyacını gidermek için ondan ayrılsaydı kapıları üzerine ka-
patırdı. Ama ne zaman yanına gelseydi rızık; kışın meyvesini yazın, yazın
meyvesini kışın yanında görüyordu.
“Ey Meryem! Bu nereden gelir?” diye sorunca “O Allah katındandır.
Şüphesiz Allah (c.c.) dilediği kimseye sayıya sığmayan rızkı verir” diye-
rek cevap verirdi.
* Bu Hazreti Meryem’e verilen lütuflardan üç keramettir: 1. Küçük-
ken konuşması, 2. Küçükken Yüce Allah’ı tanıyıp hikmet ile tekellümü,
3. Vasıtasız rızıklandırılması. Yarabbi, verdiğine engel olamaz. Men etti-
ğine de veren olamaz. Sen her şeye kadirsin.