266
HÜSNÜ GEÇER
Zararlı konuşmak; elle vurmaktan, zulmetmekten daha da zararlıdır.
Çünkü elle zulmetmek, bir ferdi incitir. Konuşmak zararlı olursa kocaman
bir toplumu birbirine katarak nefreti, düşmanlığı, hatta ölmeyi ve öldür-
meyi meydana getirir. Birçok sözlerle memleketler virane haline gelmiş-
ler. Onun için Peygamber Efendimiz (s.a.v.) buyurur: “Müslüman, Müs-
lümanların dilinden ve elinden zarar görmeyen kimsedir.” Dikkat edersek
hadis-i şerifte dil, elden önce zikredilmiştir. Çünkü dil hem yarar hem za-
rar bakımından elden çok çok ileridir.
İkinci olarak Müslümanlar bir Müslüman’ın dilinden ve elinden emin
olmazlarsa, şerrinden ve zararından korkarlarsa o Müslüman’ın İslami-
yet’i İslamiyet sayılmaz. Nasıl sayılsın ki? İslam kelimesi barışı, güven
vermeyi, her hususta sağlam olmayı, doğru olmayı, itaat etmeyi ve sevgi-
yi ifade eden bir kelimedir. Bu mefhumlar ve anlamlar bir insanda ol-
mayınca ben Müslüman’ım dese bile, aklen ve naklen Müslüman
sayılamaz. Bundan ötürüdür ki, Peygamber (s.a.v.) buyurur: “Dört şey
vardır; birisinde olunca gerçek münafıktır (zahiren Müslüman görünü-
münde olsa bile, hakikaten Müslüman olarak kabul edilemez). Ve bu dört
hasletin birisi kendisinde olursa münafıklığın bir hasleti kendisinde bu-
lunmuştur:
1. Söz verince sözünde durmaz.
2. Çekişip dövüşünce çirkin ve fahiş kelimeler ağzından çıkar.
3. Emanetine hıyanet eder.
4. Konuşunca yalan söyler.
Müslim’in bir rivayetinde bunlar birisinde olunca namaz kılsa dahi,
oruç tutsa dahi, ben Müslümanım dese dahi münafıktır.”
İşte bu hadis-i şerifin mahiyet ve anlamını insan düşünürse, dilin her
insana ne kadar zararlı olduğu ortaya çıkar. Öyle ise mümkün oluncaya
kadar dilini her şerli konuşmaktan sakındır. Allah (c.c.) dilin önüne iki
perde vermiştir. Çirkin kelimeyi söylemeye niyetlendiğin zaman ilkin diş-
lerin perdesini kapat. Daha da zorlanırsan dudakların perdesini de kapat.
Ta ki dil kötü sesi ve çirkin lafı çıkarmasın ve söylemesin.