222
HÜSNÜ GEÇER
Beni çok etkileyen olayların birisi de şu idi. Evde idim. Nur gibi bir
genç, bir ihtiyaç nedeni ile ziyarete geldi. Ama üzüntüler yüzünü sarmış
düşünür. Nasıl ki kervan konaklara konmuş o da yolda tek başına uzakta
kalmış bir insandır.
Sordum: “Annen baban nerede?” Cevap verdi: “Babam Almanya’da,
annemden ayrılmış başka bir eşle evli. Anam da ayrılınca başkasına gitti.
Onlar zevk ve sefa sürdürürler. Sahipsiz boynu bükük, bakımsız ve yetim
yaşayan biziz.” İşte nazarın, karışıklığın ve İslam dışı davranışın bilanço-
su.
Ebu Said-i Hudrî (r.a.) Peygamber Efendimiz (s.a.v.)’den şöyle riva-
yet eder: “Yolların kenarlarında oturmaktan sakınınız.” Dediler: “Ya Re-
sulallah biz konuştuğumuzdan, oturma yerlerimizden ayrılmayız.” Al-
lah’ın elçisi (s.a.v.) dedi: “Şayet kabul etmezseniz yolun hakkını veriniz.”
Dediler: “Yolun hakkı nedir, ey Allah’ın Resulü?” Buyurdu: “Gözün ka-
patılmasıdır (haram nazardan). Eziyet vermemektir. Selamı almaktır. İyi-
liği emretmektir. Kötülükten men etmektir.”
138
Resul-i Ekrem (s.a.v.), Hz. Ali (k.v.)’ye der: “Ya Ali, bakışı bakış
ardından yapma. Çünkü birinci bakış sanadır. İkinci bakış sana değil-
dir.”
139
5. “Mümine kadınlara da söyle, kısmen gözlerini kapatsınlar, ferçle-
rini korusunlar ve ziynetlerini açığa vermesinler.”
“Mümine kadınlara” Zira ehli zimmet umuma zarar vermeyip dinî ve
dünyevi fitneyi meydana getirmemek şartı ile davranışlarında dinlerine
uygun hareket edebilirler.
Meşru olmayan bakışlar, erkeklere yasak olduğu gibi kadınlara da
yasaktır. Ümmü Seleme (r.a.) diyor: Ben Resulullah (s.a.v.)’ın yanında
idim. Meymûne (r.a.) de yanındaydı. Hemen Abdullah b. Ümmi Mektum
bize yönelerek geldi. Peygamber (s.a.v.) dedi ki: “Ondan perdelenin.” Biz
“Ya Resulullah, o kör değil mi? O ne bizi görür ve ne de bizi tanır” dedik.
138 Buhari, Müslim.
139 Ebu Davud.