KÜLLİYAT-I VUSTA
211
“İçki içmeye devam eden Allah’ı bulunca putperest gibidir.” Şüphe-
siz zina, içki içmekten daha şiddetli ve daha büyüktür.
Hülasa, zina; dine, vicdana, akla ve ahlaka ters düşen, dünya ve ahiret
huzurunu tehdit eden, sadece nefsani ve şehvani arzudan doğan büyük bir
cinayettir, sakınılması gereken çok ciddi bir iştir.
Hikmet; nereden kazanılmış lokmayı düşünmeden boğazından geçi-
reni, helal, haram demeden şehvani arzularının peşinde koşanı, sözüyle,
işiyle insan camiasında tahribat yapanı ve Yüce Allah’ın gözetiminde ol-
duğunu unutan kimseyi insan mı sanırsın? Hayır, şeklen insandır ama ha-
kikaten insani özelliklerinden soyutlanmış bir hayvandır.
Yüce Allah mealen buyurur: “Allah’ı unutup da, Allah’ın da kendile-
rini kendilerine unutturduğu kimseler gibi olmayın; onlar, yoldan çıkmış
kimselerdir.”
126
Zina, zinadan doğan çocuğa da cinayettir. Çünkü böyle bir insan,
tanınsa bile yaşadığı müddetçe içinde bulunduğu toplumda “babası bilin-
meyen” filan diye çağrılır. Bu serzenişe ve kötü lakabın takılmasına sebep
olan serzeniş, insanlık şerefine yakışır davranıştan uzak, meşru olmayan
ana babalarıdır.
Böyle bir insan –tanınmazsa– yaşadığı ailede hakiki sevgiyi, yeterli
sıcaklığı ve gereken ilgiyi göremez. Çünkü meşru değildir.
Hikmet: “Sokul sellerim sokul, elden gelen olmaz oğul.”
Evet, nikâh bağı ile oluşan yavru gerçek evlat kabul edilir. Sevgiyi,
güveni, gözetimi gördüğü gibi, ana babaları da günün birinde ondan aynı
ilgiyi görürler. Bu ilgiyi bilen anne elbette ki “Sokul sellerim sokul, elden
gelen olmaz oğul” der. Çünkü nikâha dayalı olmadan akan nutfe sellerin-
den itaatkâr, erdemli, uslu, hayırlı evlat olmaz.
Peygamber (s.a.v.) buyurur: “Evlad-ı zina ümmetimde yaygın hâle
gelmedikçe ümmetim hayır ve bereket iledir. Evlad-ı zina yaygın hâle ge-
lince Yüce Allah onları kapsayıcı bir azaba duçar eder.”
127
Yani, Yüce Al-
126 Ahmed.
127 A’raf, 116.