KÜLLİYAT-I VUSTA
107
Dağıstanlılar ile Çeçenlerin ihtilafı olmasa idi Rusya, Çeçenistan’a müda-
hale edebilir miydi? Bunlar ve bunların benzerleri, 20. Asrın son
yarısında cereyan eden olaylardır.
Tarih sayfalarını karıştırırsan göreceksin ki tüm yangınlar, yıkıntılar,
silintiler, akıntılar, sızıntılar, dağılmalar, ağlamalar ve benzeri musibet-
ler... Bunların hepsi ihtilaf ağacının acı mahsulleridir. Yine göreceksin ki
tüm barışlar, başarılar, güçler, güvenler, ilerlemeler, yükselişler, huzurlu
yaşamlar, tertemiz ortamlar ve benzeri faziletler, hepsi ittifakın, bol vita-
minli ve tatlı meyveleridir. Öyleyse ittifak kulpuna, asıl saadete gidecek-
sin. Hiç ihtilafa girme. İhtilafa girersen; girdaba, sıkıntıya girerek yok
olmaya mahkûm olacaksın. Çalış, bir daha çalış. İttifakı oluştur. Allah’ın
kudretine dayan, başarı ancak onun tevfiki ile husule gelir.
Ey inananlar! Yüce Allah’ın şu engin ve zengin çağrısına içten dikkat
ediniz ki, mealen buyuruyor: “Ey inananlar! Gereğine göre Allah
(c.c.)’tan korkun ve kesinlikle Müslüman (Yüce Allah’ın emirlerini yeri-
ne getirir, yasak ettiği bölgelerden sakınır) hâlde ölünüz.
46
Topyekûn Al-
lah (c.c.)’ın ipine sarılınız ve dağılmayınız. Birbirinize düşman olduğunu-
zu hatırlayınız. Hemen gönülleriniz arasında pekişmeyi (Allah) oluşturdu.
Onun keremi ile kardeşler oldunuz. Ateşten bir çukur kenarındaydınız.
Hemen sizi ondan (O) kurtardı. Hidayete eresiniz diye Allah (c.c.) böyle-
ce sizi burhanları ve belirtileri çokça açıklar.”
47
1. Bir insan, ayet-i kerimenin manasını düşünerek hakkıyla ancak Al-
lah (c.c.)’tan korkar (O sizinledir, nerede olursanız), kendisini o yüce gö-
zetimde, o ilahi hitabın kapsamında görüp gafletten uzaklaşarak o yüce
beraberliğin hakkını verirse, her türlü haramdan uzaklaşır. Çünkü harama
giren, yakınlık makamından hemen uzaklaşır; hitap gülistanından itap ve
kınama dikenliğine atılır. Çünkü ulvi gözetim, edep kurallarına bağlı
kalmayı ister. Şanına yaraşır anlayışı, vakarı, usluluğu, güzel sözü, temiz
özü, beğenilir işi ve insanın tekrim sıfatına yakışır davranışı ister.
Böylece yaşayan kimsenin içi huzurla dolar, geleceği mutlulukla ge-
be kalır. Durduğu alandan fitne ve fesat ayrılıp epeyce uzaklaşır. Ka-
46 Al-i İmran, 102.
47 Al-i İmran, 103.