Basic HTML Version
37
3. Bir kurt Sevban’a şöyle dedi:
“Yazıklar olsun sana! Taaccüp edi-
yorum! Nasıl burada duruyorsun (davarların arasında). Yüce Allah’ın
ondan daha büyük yarattığı olmayan Hz. Muhammed’i bırakmışsın ve
şu anda yanında değilsin, seninle onun arasında şu dere vardır.”
4. Bir avcı, bir ceylanı canlı olarak yakalayıp, içinde Peygamber’in
(s.a.v.) bulunduğu topluluğa getirdi. Rasulullah (s.a.v.) topluluğa peygam-
berliğini ispata çalışırdı. Topluluk, bu ceylan seni tasdik etmedikçe biz de
seni tasdik etmeyeceğiz, dediler. Ceylan hemen kelime-i şehadet getirerek
gözlerinden yaş akmaya başladı. Resulullah (s.a.v.)
“niçin ağlıyorsun ey
ceylan!”
buyurdu. Ceylan dedi ki:
“Avcı sabahın erken vaktinde beni av-
ladı. Bugün yavrularımı emziremedim.”
Rasulullah (s.a.v.) ceylana şöyle
buyurdu:
“Git oğlaklarını emzir ve gel.”
Ceylan gitti, yavrularını emzirdi
ve geldi. Sonra Rasulullah (s.a.v.) yavruları nedeniyle ona şefaat etti. Yani
avcıdan salıvermesini talep etti. Avcı da bu isteğini kabul etti. Bir rivayete
göre Rasulullah (s.a.v.) ceylanı avcıdan satın alıp, azad eyledi.
Peygamber’e (s.a.v.) verilen bu canlılarla ilgili mucizeler, Hz.
Süleyman’a Hüdhüd ve karıncanın konuşması, Hz. Davud ile kuşların tes-
bih etmesi, Hz. Salih’e devenin kayadan yaratılması gibidir.
Resulullah’ın Cemadi Mucizeleri:
yani cansızlarda zuhur eden muci-
zeleri.
a) İşaretiyle ay’ın ikiye bölünmesi gibi (şakku’l- kamer).
b) Çağırmasıyla ağacın kökünden sökülüp huzuruna gelmesi gibi.
c) Mübarek ellerinde çakılların tesbih etmeleri gibi.
d) Duasıyla yemeğin artması gibi.
e) Zehirlenmiş ve kebap edilmiş keçinin cesedinin (etinin) kendilerine
haber vermesi gibi.
f) Rasulullah’ın minber değişmesinde, hurma kökünün ayrılışından in-
lemesi gibi.
g) Merkezinden ayrılan ve yanakları üzerine sarkan Katade’nin (r.a.)
gözünü yerine yerleştirip eski durumundan daha güzel hale getirmesi gibi.
h) Taşların Rasulullah’ın üzerine salavât getirmeleri gibi.
i) Bulutların güneşin sıcağından mübarek bedenini korumak için gölge-
lendirmeleri gibi.
AKAİD