255
sevgisi girdi. İrşad olundular, yararlandılar, ayrılmak istemediler.
Şeyh Muhammed (k.s.) ve özel doktoru kendilerine derlerdi ki “bu ka-
dar çalışma ağırlığını ihtiyar, hasta ve nazik bedenin taşıyamaz. Bu durum-
da tedavinin bir fonksiyonu kalmaz.” Derlerdi: “Bu bir fırsattır kaçırılmaz.
Bir daha buraya gelme imkanı bulacak mıyız? Ne kadar İslam faziletlerini
açıklayarak Allah’ın hak dinini beğendirip, ileri götürürsek o kadar tica-
retimizde kâr ederiz. Dünya hayatı baki değildir. Fırsat ganimettir. İmkan
büyük bir varlıktır değerlendirilmeli ve kullanılmalıdır. İnsan sadece dün-
yanın şan ve şerefi için yaşayacaksa kısa yaşamak daha hayırlıdır.”
İrşadında Kullandıkları Metod
Şeyh (k.s.) başta tarikat verme, tövbe etme kurallarını, yararını ve şart-
larını öğretmek isterdi. Çünkü bir insan yaptığı kötü alışkanlıklarından töv-
be ederek dönmeyince ve Yüce Allah’ın muradına uygun davranmayınca
mana âleminde yükselemez. Mesafeleri kat ederek derecelere kavuşamaz.
Meşhet yolunu tutup giden Şam’a değil ancak Meşhed’e varır. Moskova
istikametinde yürüyen Mekke’ye değil, ancak Moskova’ya gider.
Değiştir yönünü kardeş
Uyan yolcu sakın gitme
Muradından uzak düştün
Konaklardan uzaklaştın
Gerekmez mi sana dönmek
Bu sevdadan hemen vazgeç
Harap oldun şaşar gittin.
Güzel ömrü heder ettin
Tövbe verirken her tövbe edenin elini tutardı ve kendisine şu cümle-
leri telkin ederdi.
“Yarab ben pişman oldum, yaptığım bütün günahla-
rımı keşke yapmasaydım. İnşallah yapmayacağım. Ben Şeyh Ahmet
el-Haznevi’yi kendime şeyh olarak kabul ettim”
derlerdi. Birkaç insanın
elini üst üste koyup tövbe vermek tarikat bid’atıdır. Sünnette yeri yoktur.
Tövbe eden bir hanım olsaydı bir yakını ile kapalı kapının ardında du-
rurdu. Şeyhin telkin ettiği cümleleri görülmemek ve sesi şeyhe gelmemek
şartı ile tekrarlardı. Çünkü Resulullah (s.a.v.) kadınlara biat verirken müba-
rek eli asla namahremin eline değmiyordu. Hanefi ve Şafii mezheplerinde
namahremin elini tutmak haramdır.
Nakşibendî tarikatında tövbe veren mürşit asla kendi adına tarikat ver-
ŞEYH M. İZZETTİN EL-HAZNEVİ’NİN (K.S.) HAYATI