248
Şeyh (k.s.) şöyle dediler; bir âlim olarak söylemiyorum, çünkü âlimin
rütbesi çok yüksektir. Belki, tecrübeli bir müslüman yaşlısı olarak diyo-
rum; insanlarınızı Avrupa’dan çekin. Orada gördüklerim ya dininde yara
almış, din imandan soyulmuş, ya evladından yara almış. Evladı ne Allah’a
ne de ana babasına itaat eder. Ya bedeni müzmin hastalıklara yakalanmıştır
veyahut bu yaraların bir kaçını almıştır. Yoksul, dindar, sağlıklı, itaatli evlat
sahibi olarak yaşamak, bu yaraları alıp zengin yaşamaktan daha güzel de-
ğil mi? Avrupadan dönüşte sabahleyin Yeşilköy Hava Alanına indik. Ezan
seslerinin duyulmasıyla kalbimiz açıldı, ruhumuz huzur buldu ve Yüce
Allah’a şükür ederek müslüman bir ülkenin toprağına ayak bastık, dedik.
Şeyh (k.s.) insanları tanımasında, gerçeklere kavuşmasında ve olaylar-
dan ibret almasında tecrübeli bir bilendi. Konuşmaları, açıklamaları, dü-
şünceleri iman nuruna, din kuvvetine dayandığından hakikatin aynaları ve
ibret almanın tablolarıydı.
Peygamber Efendimiz (s.a.v.), Tirmizi’nin rivayet ettiği bir hadis-i şe-
rifinde buyurur:
.» ِ
ه َّ
للا ِ
روُ
ن ِ
ب ُ
رـ ُ
ظْ
ن َ
ي ُ
ه َّ
ن ِ
إ َ
ف ، ِ
ن ِ
م ْ
ؤ ُ
م ْ
لا َ
ة َ
سا َ
ر ِ
ف او ُ
ق َّ
ت ِ
ا«
“İmanlının firasetinden hazer edin, şüphesiz o, Allah’ın nuruyla ba-
kar (ve Allah’ın tevfiki ile konuşur).”
38
Şeyh (k.s.), anlattıkları bu macerayla, gördükleri bu durumlarla cemaati
irşat etti ve Avrupa’da çalışan insanlarımız hakkında net ve açık ifadeleri
ile güzel bilgiyi sundu. Şeyh (k.s.) diyordu ki;
irşatta başarılı olabilmek
için birçok sebepler vardır.
Biz burada söyledikleri sebeplerden bazı ana
etkenlerin özünü ifade etmeye çalışırız. Onlara başvurulunca mürşit irşa-
dında etkili olur. Ancak başarı Allah’tandır.
1. Mürşit sözünde ve özünde yumuşak ve mülayim olmalı. Zira yumu-
şak ve hummalı çalışmasından dolayı hak davasında galip olur. Görmüyor
musun su yumuşak olduğundan içine atılan sert taşı yutar, kaybeder. Ça-
mur yumuşak olduğundan içine batanın ayağı çok temiz olsa bile haliyle
hallendirir ve balçığıyla kirletir. Resulullah (s.a.v.) şöyle buyurur:
.» ُ
ه َ
نا َ
ش ل ِ
إ ُّ
ط َ
ق ٍ
ء ْ
ي َ
ش ْ
ن ِ
م َ
ع ِ
زُ
ن ل َ
و ، ُ
ه َ
نا َ
ز ّ
ل ِ
إ ُّ
ط َ
ق ٍ
ء ْ
ي َ
ش ي ِ
ف ْ
ن ُ
ك َ
ي ْ
م َ
ل َ
ق ْ
ف ِّ
رلا َّ
ن ِ
إ َ
ف«
38 Tirmizî, hadis no 3127
KÜLLİYAT-I SUĞRA