243
Şeyh Alaaddin (k.s.) maharetli bir operatör doktor gibi, yara açıp ame-
liyat ettiği gibi, yarayı dikip şifaya kavuşturmak için gerekli tavsiye ve
tedaviye başladı. Kocaman toplum coşkuyla tövbe edip tarikata girmekle
yüce İslam dinine bağlandı.
Bugün o cehalet içinde yaşayan babaların evladı ülkelere giderek in-
sanları, hocaları gibi irşat etmektedirler. Ve her gittikleri toplumda takdire
şayan olmuşlardır.
Şeyhin (k.s.) irşadı, tavsiye ve arz etme mahiyetinde idi. Ders ve vaaz
verdiği zaman tatlı edalı, anlaşılır konuşmalı, net ve kesin tabirli idi. Yoğun
fakat ufak yağmur gibiydi, gönülleri ihya ederdi. İmanla, üstün ahlakla ve
manevi duygularla bezerdi, ama aşındırmadan ve zedelemeden.
Bir yemek sofrasında çok şık giyinmiş, güzelce saçlarını taramış, yüz-
lerini tıraş etmiş
“Biz buyuz”
der gibi gösterişli iki müfettiş bulunuyordu.
Dediler; her şeyde olduğu gibi giyim kuşamda, şekil ve şemailde de ölçü
gereklidir. Ölçü haddinden geri kalmak veyahut ileri gitmek zarardır. Pey-
gamber Efendimiz (s.a.v.);
“Allah, o kimseye rahmet eylesin ki haddini
bilmiş ve yanında durmuştur.”
buyurmaktadır. Zira haddi bilmemek za-
yıflık ve noksanlık olduğu gibi haddi aşmak da çılgınlık ve vahşiliktir.
Büyük Şeyhin (Şeyh Ahmet el-Haznevi (k.s.) - türbesi Suriye’nin do-
ğusunda bir kasabadadır-) geldiği duyulunca, yörenin ileri gelenleri Haco
adlı meşhur ağanın evine geldiler. Büyük Şeyh (k.s.) Haco’nun divanına
gidince baktı ki, nice ağalar divanda mevcuttur. Fakat egoizm ve enaniyet
konuşmalarından, oturmalarından, tavır ve hareketlerinden apaçık belli
oluyordu.
Şeyh (k.s.) şöyle dediler; Mevlana Celaleddin-i Rumi (k.s.) şöyle bir
hikâye naklediyor:
“Hatunun birisinin bir cariyesi bir de merkebi varmış.
Cariye merkebi kendisine alıştırır. Hatun, bunu sezince o da merkebi
kullanmaya başlar. Günün birinde cariye ağıla gider, görür ki hatun
eşeğin ayakları arasında ölmüş. Cariye ölmüş hatunun karnına tekme
ile vurarak şöyle der: Ahmak kadın! Akıllı insanın her işi ölçüye göre
olmalıdır. Senin gibi ölçüyü kaçıran elbette ki, böyle pis bir yerde eşeğin
ayakları arasında ölür ve arkasında, kötü bir ad bırakır.”
Ağalar! Merkep dünyadır. Cariye dünyaya yanaşan, davranışlarında öl-
ŞEYH M. İZZETTİN EL-HAZNEVİ’NİN (K.S.) HAYATI