225
ispiyonculuğuyla Telmaruf’ta bulunan Şeyh ailesinin çok eski komşuları
bile kendilerine düşman kesildiler. Şeyh’e (k.s.) cephe aldılar. İkinci olarak
Hama hadisesine benzer bir olayı meydana getirmek istediler.
Şeyh (k.s.), cemaatle namazda iken camiyi kurşun yağmuruna tuttular.
Cemaate; evhama kapılmayın, yaygara çıkarmayın, dışarı çıkmayın emrini
vererek şöyle dedi: Düşman silahıyla caminin etrafını sarmış, hiçbir ted-
bir almamış ve habersiz olarak namaz kılan cemaati kurşunlamaktadırlar.
Yüce Allah (c.c.) her şeye kadirdir. Umarım ki hainler kurdukları tuzağa
kendileri düşerler, çabaları boşa gider, yaptıklarından pişmanlık duyacak-
lar ve pişman olacaklardır. Temkinli ve sabırlı olun.
Şeyhin (k.s.) binlerce mensubu olaydan haberdar olunca, gereken ted-
birle Telmaruf’a akın ettiler. Artık bunların derdi çekilmez, kurşun sıkanla-
rın evlerini yakar ve onları da buradan göç ettiririz, dediler.
Şeyh (k.s.) Kasır’dan çıktı. Gelenlerin isteklerini anlayınca şöyle dedi:
Büyük Şeyhin (Şeyh Ahmet el-Haznevi k.s.) camisini, tekkesini ve med-
resesini ancak ben kapatacağım. Yani İslam ahlakından, sâdâtın (k.s.)
adabından uzak olduğum zaman bunlar kendiliklerinden kapanacaklardır.
Buna da inşaallah imkân yoktur. Yüce Allah sizden razı olsun. İstediğiniz,
imanınızdan ve dini gayretinizdendir. Herkes sükûnet içinde evine dönsün.
Bunların birkaç kurşunuyla, ne tekkeye ve ne de bize bir şey olamaz. Ko-
ruyucusu Allah’tır.
Güven, temkin ve tevekkülün kaynağından çıkan bu söz üzerine, hiçbir
olay çıkmadan herkes memleketine ve evine döndü.
Böyle davranışıyla Yüce Allah’ın şu emrine uygun iş yapmış oldu:
199
َ
ني �
ل ِ
ها َ
ج ْ
لا ِ
ن َ
ع ْ
ض ِ
ر ْ
ع َ
ا َ
و ِ
ف ْ
ر ُ
ع ْ
لا ِ
ب ْ
ر ُ
م ْ
أ َ
و َ
و ْ
ف َ
ع ْ
لا ِ
ذ ُ
خ
“Affı tut (düşman silaha sarılırsa, silahın affetmek olsun). İyiliği em-
ret ve cahillerden vazgeç.”
13
Peygamberimiz de (s.a.v.) bu hususta şöyle buyurmuştur:
.» ُ
ه َ
ف ْ
ي َ
ض ْ
م ِ
ر ْ
ك ُ
ي ْ
ل َ
ف ِ
ر ِ
خلا ِ
م ْ
و َ
ي ْ
لا َ
و ِ
ه َّ
للا ِ
ب ُ
ن ِ
م ْ
ؤ ُ
ي َ
نا َ
ك ْ
ن َ
م«
13 Aʻrâf suresi, ayet 199
ŞEYH M. İZZETTİN EL-HAZNEVİ’NİN (K.S.) HAYATI