Page 22 - Sugra

Basic HTML Version

21
7. Gözlerle meydana gelmeyen
görme (basar)
.
Vacibdir.
Bunlar me‘ânî sıfatlardır.
Maturidilere göre 8. sıfat:
Tekvin
’dir ki o da oluşturmak demektir.
(Eşariler
irade
ile
kudret
yan yana gelince
“oluşturmak”
gerçekleşir, der-
ler. Tekvine lüzum kalmaz ki, 8. sıfat olarak kabul edilsin).
Yüce Allah’ı idrak (lezzet ve eziyeti his etme yeteneği) hakkında âlimler
arasında ihtilaf vaki olmuştur.
İnsanoğlu kendi bedeninde yerleştirilmiş organ ve yeteneklerin ara-
larında var olan nazik düzeni, üzerinde bulundukları temel ve zeminleri,
bağlı oldukları eşitlik ve adaletleri engin engin düşünürse kesinkes Yüce
Allah’ın varlığını, birliğini ve egemen olduğunu itiraf mecburiyetinde kalır.
“Kendisini tanıyan Rabbini tanır”
sözü çok yerindedir ve hakikat mihenk-
lerinin (mihenk; altın miktarını veyahut hakikatini bildiren taştır) birisidir.
Akıl büyük nimettir; ama doğru yolda kullanılırsa. Böyle bir akıl en bü-
yük nimetlerdendir. Fakat akıl ne kadar müdrik, güçlü ve engin düşünceye
malik olursa olsun tam manasıyla Allah’ı tanıyan niteliği taşıyamaz.
Akıl bu konuda ancak bir kör gibidir. Gül kokusunu alır ama gülistanı
tanıyamaz. Körpe yavru gibidir memeyi arar, helemeyi (heleme çocuğun
ağzına giren meme başıdır) tutar, sütü emer, fakat kaynağı bilemez.
Kul; eseri düşünüp müessiri, düzeni görüp düzenleyiciyi, nimeti görüp
mün’imi (nimet sahibini) düşünürse çok doğru ve yararlı olur. Yoksa akıl
sadece Yüce Allah’ı düşünürse başı aczin sathına değerek yükselemez. Ya-
ratılan akıl yaratanın hakikatini bilir mi? Masa marangozdan haberdar olur
mu? Nakış nakkaştan bir şey anlar mı?
Ziya Paşa bu hakikate vararak çok yerinde demiştir:
İdrakı meʻâli bu küçük akla gerekmez.
Zira bu terazi bu kadar sıkleti çekmez.
Evet, bilgi çok kuvvetli ışık kaynağıdır. Aracılığıyla çok gizli hakikat-
ler görünüp tanınırlar. Fakat onun da sınırı vardır. Yüce Allah’ı göstermek
orada dursun, yarattıklarının çoğu bugün bilginin meçhulüdür. Hatta bir
AKAİD