185
TASAVVUF
ميح َّ
رلا ِ
ن ٰ
م ْ
ح َّ
رلا ِ
ه ّٰ
للا ِ
م ْ
س ِ
ب
َ
كاَ
ن ْ
ي َ
ع ُ
د ْ
عَ
ت َ
ل َ
و ُ
ه َ
ه ْ
ج َ
و َ
نو ُ
دي �
ر ُ
ي ِ
ّ
ى ِ
ش َ
ع ْ
لا َ
و ِ
ةو ٰ
د َ
غ ْ
لا ِ
ب ْ
م ُ
ه َّ
ب َ
ر َ
نو ُ
ع ْ
د َ
ي َ
ني �
ذ َّ
لا َ
ع َ
م َ
ك َ
س ْ
ف َ
ن ْ
ر ِ
ب ْ
صا َ
و
َ
نا َ
ك َ
و ُ
هي ٰ
و َ
ه َ
عَ
ب َّ
تا َ
و ا َ
ن ِ
ر ْ
ك ِ
ذ ْ
ن َ
ع ُ
ه َ
ب ْ
ل َ
ق اَ
ن ْ
ل َ
ف ْ
غ َ
ا ْ
ن َ
م ْ
ع ِ
طُ
ت ل َ
و ا َ
ي ْ
ن ُّ
دلا ِ
ةو ٰ
ي َ
ح ْ
لا َ
ة َ
ني �
ز ُ
دي �
ر ُ
ت
ج
ْ
م ُ
هْ
ن َ
ع
28
ا ً
ط ُ
ر ُ
ف ُ
ه ُ
ر ْ
م َ
ا
“Nefsini, sabah akşam rızasını isteyerek, Rablerine yalvaranlarla
bir tut. Dünya hayatının süsüne kanarak gözlerini onlardan ayırma.
Kalbini bizi zikretmekten gafil kıldığımız, kendi nefsinin arzusuna
uyan ve işi aşırılık olan kimseye itaat etme.”
1
.»ُ
ه َّ
رَ
ب َ
ل ِ
ه َّ
للا ى َ
ل َ
ع َ
م َ
س ْ
ق َ
أ ْ
و َ
ل ، ِ
با َ
وْ
ب َ
لا ِ
ب ٍ
عو ُ
ف ْ
د َ
م َ
ث َ
ع ْ
ش َ
أ َّ
ب ُ
ر« : َ
لا َ
ق ﷺ ِ
ه َّ
للا َ
لو ُ
س َ
ر َّ
ن َ
أ
“Saçları sakalları birbirine karışmış, üstleri başları tozlanmış, kapıla-
ra atılmış (çok kimseler vardır ki); Allah’ın ismi üzerine yemin ederlerse
Yüce Allah şüphesiz yeminlerinin gereğini gerçekleştirir.”
2
Zamanımızda bilmeyerek veyahut herhangi bir hastalığa dayalı bilerek;
fazilet, hikmet, ahlak hazinesi olan tasavvuf ilimine ve insan camiasına
ahlakta örnek, takvada önder, irfanda meşale ve dinde direk mesabesine
geçen sufi zümresine hücumlar oldukça yoğunluktadır.
Saldıranlar, genellikle tasavvuf ilminden uzak ve tasavvufçuları bilme-
yen kişiler tarafından düzenlenmektedir. Bu saldırılarda, böyle kişilerin
hakkı da vardır. Çünkü insan bilmediğinin düşmanıdır.
Fakat akıllı olan insan saldırısında, vuruşunda ve bütün işlerinde basi-
retli, düşünür ve anlayışlı olmalıdır. Yoksa saldırı körün yumruk sallaması-
na benzer. Başın yerine taşa vurur, kafanın yerine elini kırar. Veyahut gün-
düz gözlerini yumup yolda yürüyen kimseye benzer; düzlükte yürüdüğünü
sanıyor ama dereye doğru gidiyor. Çayırda olduğunu biliyor, fakat uçurum
başına geliyor. Birden uçurumda yuvarlandığını veyahut dere suyuna düş-
tüğünü seziyor. Kurtulmaya çalışır, heyhat heyhat uçurum engindir, su da
derindir.
1 Kehf suresi, ayet 28
2 Müslim, hadis no 6775