140
Yoksa fena ve yokluğa mahkum olan her an ayrılma noktasındadır. Bu
itibarla olgun aklın indinde onun pek kıymet ve değeri yoktur. Çünkü fani-
nin ayrılışı üzerine terettüp eden eziyetin ve acının zararı, ulaşımından alı-
nan lezzet ve neşeden meydana gelen kârdan çok fazladır. Bundan ötürü:
ىٰ
ت َ
ف ْ
لا ى َ
ل َ
ع ٌ
ب ْ
ع َ
ص َ
ت ْ
و َ
م ْ
لا َّ
ن ِ
إ : َ
نو ُ
لو ُ
ق َ
ي
. ُ
ب َ
ع ْ
ص َ
أ ِ
ه ّٰ
للا َ
و ِ
با َ
ب ْ
ح َ
لا ُ
ة َ
ق َ
را َ
ف ُ
م
“Ölüm insana zor geliyor, derler. Allah’a yemin ederim; dostların ve
sevgililerin ayrılışı ölümden daha zordur”
denilmiştir. Madem ki dünya
hayatı ölümle, ihtiyarlıkla sonuçlanır; lezzet ve neşesi ne olabilir?
260. Mademki hayatın lezzeti ölüm ve ihtiyarlığın düşücesiyle yaşar, ne
hayatta ne de lezzetinde gönül hoşnutluğu ve huzuru vardır.
İHTİYARLIĞIN HİKMETİ
260. Dünyadan -ki insanın bedeni de onun bir parçasıdır- insanın sev-
diği meylettiği ve dayandığı ne varsa mutlaka günün birinde külliyen on-
dan ayrılacak. Yaşlı görmesiyle, çekmesiyle, genç düşünmesiyle ihtiyarı ve
çektiği acıları, ayrılan lezzetleri, zayıflanan yetenekleri ve insan camiasın-
da saf dışı olmalarını görmezler mi ki, bunlar büyük uyarıdır ve kuvvetli
bildiridir. Nasıl ki, ihtiyarlık gür sesi ile der: Dikkat et ha! Bugün ihtiyar
olduğundan sevdiklerinin çoğundan ayrılmışsın, ölüm dahiyesine (büyük
bela) uğrarsan yarın tüm sevdiklerinden ayrılacaksın. Aklını bakiye bağla,
zamanını insanlığına yakışır kazançların yolunda harca ki, dünyada adın
kalsın ahirette mutluluğun olsun.
O zaman dünya ve maddeden ziyade din, ahlak, fazilet ve manaya bağ-
lanır, belki sade hayır kesilir. O zaman Yüce Allah’ın rızasını kazanmak
için var gücüyle çalışır ki yaklaşım makamına ulaşabilsin. Öyle bir makam
ki orada her umduğunu bulursun, her amacına ulaşırsın ve diğer makamları
onun yanında küçük ve düşük görürsün.
261. Yüce Allah buyurur:
KÜLLİYAT-I SUĞRA