Page 14 - Sugra

Basic HTML Version

13
Akaidde taklit caiz değildir. Zira akaidin her hükmü için kesin delil şart-
tır. Bazı âlimlerin; Âmidi, Gazali, Maturidi gibilerinin görüşlerine göre.
Bir insanda delili düşünme yeteneği varsa, akaidde taklidi caiz değildir.
Taklit ederse günahkâr olur. Bu yeteneği olmazsa taklidinde beis yoktur.
Fıkhî hükümlerde şartlara uygun taklit edebilir. Yani ibadette namaz
gibi, muamelede alış-veriş gibi, cinayette bir baş kırmak gibi, kıyasın caiz
olduğu fiilî hükümlerde delile bağlı bir muttaki âlimin sözüne taklit edile-
bilir.
MUKALLİD
Elinde delil olmaksızın başkalarının sözüne tutunandır. İslamın elli aki-
desi vardır. Onları —imanı taklitten kurtarmak için— delilleriyle bilmeli-
yiz.
Deliller ikiye ayrılır:
1.
Aklî deliller
2.
Nakli deliller
Şer‘i Hükümler Beştir:
1. Farz
; bırakılması haram olan ibadetlerdir.
2. Haram
; yapılması yasaklanan işlerdir.
3. Sünnet;
yapılması sevaptır. Yapılmadığı takdirde Peygamber Efendi-
mizin (s.a.v.) şefaatinden mahrum olunur.
4. Mekruh;
yapılması kerih olan her şeydir.
5. Mubah;
yapılıp yapılmadığı takdirde günah, ya da sevabı gerektir-
meyen ve kerih de, görülmeyen işlerdir.
Farz ikiye ayrılır:
Farz-ı Ayn:
Herkesin üzerine farz olmakla, herkesin yapması da farz
olandır. Ramazan orucu, farz namaz gibi.
Farz-ı Kifaye:
Herkese farz olmakla beraber bazılarının yapması ile
diğerlerinden yükümlülüğü düşen farzdır. Cenaze namazı, yeterli derecede
tıp ilmi, savaş ilmi, hendese ilminin öğrenilmesi farz-ı kifayedir. Aynı şe-
kilde kâfirlere topraklarında savaşmak da farz-ı kifayedir.
Sünnet de ikiye ayrılır:
Sünnet-i Ayn:
Herkesin yemek başında besmeleyi söylemesi gibi.
AKAİD