Page 132 - Sugra

Basic HTML Version

131
Buradaki yakınlık imdadi ve ilmidir. Yani Yüce Allah kulunu ihtiyaç-
ları ile bilir ve imdadına gelir. Yoksa Yüce Allah yakınlıktan, nispetten ve
mesafeden münezzehtir.
231. Kulun kalbine ehadiyyet güneşinin ışınları ulaşınca şuhudi haller
kendisine hakim ve galip gelir. O esnada kainat gözünde çöldeki serap gibi
gözükür. Öyle ki ehadiyyet güneşinin zuhurundan varlıklar basiretinden
görünmez hale gelir. Tıpkı güneşe çok yaklaşan gibi. Bu kimse ışık ve ısı-
dan başka bir şeyi ne görür ve ne de hisseder.
Halinden habersiz olan, sözünün idrakinden geri kalan sanıyor ki kul
bu makamdan tahmini konuşur veyahut hurafeleri dizer. Aradan cehalet ve
uzaklıktan doğan kesafet perdesi kalksaydı, bugün alay eden onun söyledi-
ğinden başka söylemezdi.
TESLİM
232. Tarikin sırları, ehli takvanın süs eşyasıdır. Ancak teslim ehlinin
mahremlerine gösterilir.
233. Tarik âleminde yürüyüp konaklara ulaşmak için teslim şarttır. Dal-
ları çok ve nişanları yok olan yola rehbersiz ve kılavuzsuz yürümek ulaştı-
rıcı olamadığı gibi teslimiyet olmaksızın yürümek de ulaştırıcı değildir.
234. Tam teslimiyet, kesin olarak halktan ayrılıp hakka gitmektir. Yoksa
“halkı severim, hakka giderim”
demek
“Moskova’ya giderim, Mekke’ye
kavuşurum”
demek gibidir. Hedeften sırt çevirip, ters yolda giden kimse-
nin böylelikle hedefe varırım demesi cinnetin veyahut inadın ta kendisidir.
235. Teslimiyet çok güzel bir meziyettir. Kaynağı gerçek imandır. Mak-
sadın değerliliğine, kılavuzun maharetine, sadakatine, ihlâsına ve marife-
tine inanmayan yabancı yolcuya teslimiyet nasıl nisbet edilir. Teslimiyet
olmayınca maksada varmak nasıl tamamlanabilir.
236. Kendini çok büyük, çok deli ve dalgalı bir nehirin kıyısında say.
Yüzme fenninden haberin bile yoktur. Emniyet içinde nehir’i geçip sahi-
li selamete varmak ancak yüzmeyi öğrenmekle veyahut yüzmeyi bilenin
eteğine yapışmakla veyahut kaptana güvenip, inanıp, gemiye binmekle
husule gelir. Bunların tümünde de teslimiyet esastır. Anasına ve babasına
MEVAHİB