104
nın ve akıbet güzelliğinin alameti kılmıştır ki buyurur:
. ِ
ه ِ
د َ
ي َ
و ِ
ه ِ
نا َ
س ِ
ل ْ
ن ِ
م َ
نو ُ
م ِ
ل ْ
س ُ
م ْ
لا َ
م ِ
ل َ
س ْ
ن َ
م ُ
م ِ
ل ْ
س ُ
م ْ
ل َ
ا
Müslüman; Müslümanlar dilinden ve elinden emin olan kimsedir.
55
Ve buyuruyor ki:
. َ
ةَّ
ن َ
ج ْ
لا ُ
ه َ
ل ْ
ن َ
م ْ
ض َ
أ ِ
ه ْ
ي َ
ل ْ
ج ِ
ر َ
ن ْ
ي َ
ب ا َ
م َ
و ِ
ه ْ
ي َ
ي ْ
ح َ
ل َ
ن ْ
ي َ
ب ا َ
م ي ِ
ل ْ
ن َ
م ْ
ض َ
ي ْ
ن َ
م
“İki çenesi ve iki bacağı arasındaki olanı koruyan kimseye cennet
kefili olacağım.”
56
Resul-i Ekrem’in (a.s.) her iki hadiste, dili ilerde zikretmesi işaret edi-
yor ki dilin karı da zararı da diğer organların karından ve zararından daha
da fazladır. Çünkü bir konuşmak ile - iyiliğe yönelik olursa, güzel ifadeli
olursa - bir toplum oluşur ve düzelir. Çirkinliğe yönelik olursa bir toplum
bozulur belki maddeten ve manen çöküntüye gider. Bu o kadar belirgindir
ki ispatına, burhana ihtiyaç duyulmaz.
147. Nefse en zor gelen şey organların korumasıdır. Çünkü organlar
koruma altına alınırsa bütün menfezler ve arzu kapıları nefsin üzerine ka-
panmış olur. Nefis artık isteklere yol, şehvetlere geçit, isyana çare bula-
madığından, üzüntüden zayıflanarak ölür hale gelir. İşte o zaman gönül
alanında yükseliş gülleri ve olgunluk çiçekleri meydana gelirler. İnsan o
zaman huzur bahçesine girerek hayat lezzetini tadabilir.
148. Mevlana Celaleddin-i Rumî (k.s.) bir şiirinde şöyle buyurmaktadır:
Ruhun başlangıcı, Allah arşının nurundandır. Yer toprağı, cisim ve be-
denin aslıdır. Yüce Allah, ikisini bir araya getirmiştir. Ta ki hem ahdi ve
hem de meşakkati taşıyabilsinler. Ruh gurbettedir, cisim ise vatanındadır.
Vatanından uzaklaşana, stresliye ve garip olana merhamet eyle ya Rab!
149. Genellikle mana âleminde yüksek derecelere erebilmek için mutla-
ka bir câzip (çekici güç) gereklidir. O da, tenhalık gecelerinde, ümitsizlik
sahrasında ve fitnelerle dolu bulanık çevrelerde insana güzellik güneşinin
gönül pencerelerini geçmesiyle iç âlemini nurlandıran ışınlar görülmesi
olabilir. Yüce Allah buyurur:
28
...
او ُ
طَ
ن َ
ق ا َ
م ِ
د ْ
ع َ
ب ْ
ن ِ
م َ
ث ْ
ي َ
غ ْ
لا ُ
ل ّ
زِ
ـَ
نـ ُ
ي ى �
ذ َّ
لا َ
و ُ
ه َ
و
55 Buhari, İman, 10; Müslim, İman, 64; Ebu Davut, Cihad 2.
56 Buhari, hadis no 6474
KÜLLİYAT-I SUĞRA